ANKARA
28 Şubat dönemine ilişkin 103 sanığın “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini cebren düşürmeye, devirmeye iştirak” suçundan yargılandığı davada, sanıklar ve avukatlarının esas hakkındaki savunmalarının alınmasına devam edildi.
Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya sanıklar, müştekiler ve tarafların avukatları katıldı.
Sanıklardan emekli Tümgeneral Kenan Deniz, 1996’da Genelkurmay Başkanlığı İç Güvenlik Harekat Dairesi Başkanı ve Başbakan Askeri Başdanışmanı olarak atandığını, 2 yıl sonra da tayininin Malatya’ya çıktığını söyledi.
Bu görevden 15 yıl sonra FETÖ mensuplarının ürettiği sahte belgelerle 54. hükümeti devirmekle suçlandığını savunan Deniz, “Hakkımızdaki deliller açıkça çürütüldüğü halde, duruşma savcısı daha önce FETÖ’cü savcılarca hazırlanan iddianameden yola çıkıp, hakkımda ağırlaştırılmış hapis cezası istedi. Yüce mahkemenizin FETÖ mensubu hain savcılarca hazırlanan iddianameyi dikkate almayacağına, hakkımızda beraate hükmedeceğine inanıyorum.” dedi.
Batı Çalışma Grubu (BÇG) şemasında koordinatör olarak bulunmasına ilişkin iddiaya yanıt veren Deniz, bu şemada isminin geçmediğini söyledi. Şemada İç Güvenlik Harekat Daire Başkanına koordinatörlük görevi verildiğini ifade eden Deniz, “Ben bu sıfatla kesinlikle hiçbir işlem yapmadım, hiçbir faaliyette bulunmadım. Buna ilişkin iddianamede herhangi bir delil de bulunmuyor.” diye konuştu.
Deniz, BÇG eylem planı belgesinin düzmece olduğunu, bunun da kanıtlandığını iddia etti.
BÇG’nin kurulmasının görüşüldüğü, sanıklardan Çevik Bir başkanlığında 7 Nisan 1997’de düzenlenen toplantıya katılmadığını, böyle bir toplantıya şahit olmadığını öne süren Deniz, BÇG’deki çalışmaları nedeniyle takdir belgesi aldığı iddiasını da yalanladı. Deniz, bu belgeleri teröre karşı mücadeleden dolayı aldığını iddia etti.
“Taşlanacak şeytan yaratılmak isteniyor”
Suçsuz olduğunu savunan Kenan Deniz, savunmasını şöyle sürdürdü:
“Gelinen noktada neyle suçlandığımı dahi bilmiyorum. Kime karşı ne suç işlemişim. Yasal emirleri yerine getirmekten başka ne yapmışım? Suç işlediğime dair somut bilgi ve deliller neler? Bu iddianame ve davayla taşlanacak şeytan yaratılmak isteniyor. Deliller mahkeme huzuruna getirilip tartışılmadı. Neden hakikat yerine iftiralara itibar ediliyor? Biraz vicdan, biraz insaf.
İddianameyi hazırlayan FETÖ’cü kumpasçılar dahi hakkımda tek bir delil ortaya koyamamış. İddianamenin temelini oluşturan belgelerin FETÖ tarafından uydurulduğu defalarca kanıtlandı. Geçmişte darbe mağduru olan ve bunun acısını yaşayan biri olarak tüm darbeleri nefretle kınıyorum. O dönemde Genelkurmay karargahına tayin edildiğim için şu an burada bulunuyorum. Vicdanım rahat. Atılı suçla hiçbir ilgim yok.”
BÇG’nin asla yasa dışı bir çalışma grubu olmadığını savunan Deniz, “BÇG, Genelkurmay’da kurulan onlarca çalışma gruplarından biridir, yasal ve meşrudur. BÇG’nin kuruluş amacı o dönemde öncelikli tehdit olan ve TSK için emir kabul edilen milli güvenlik siyaset belgesinde de yer alan irticayla mücadeledir. BÇG’nin çalışmalarını hükümetin istifasından sonra da sürdürmüş olması varlığının günlük politikalar ve hükümetle ilgisinin olmadığının en büyük kanıtıdır.” diye konuştu.
BÇG’nin hükümeti dürüşmeye yönelik siyasi bir eylemi olmadığını savunan Deniz, bilgi toplamak, tespit ve değerlendirmeler yapmak üzere kurulan BÇG’nin karar mercisi olmadığını, emir yayınlama yetkisinin de bulunmadığını öne sürdü.
28 Şubat davasını “maksatlı” olarak nitelendiren Deniz, “İddianame savcısı iddianamesinde adeta mensubu olduğu FETÖ terör örgütünü anlatmış. Amaçları Türk ordusunun zayıflatılmasıydı. Amaçlarına böyle ulaşabilirlerdi. Nihayetinde 15 Temmuz’u hep beraber yaşadık.” dedi.
“O dönem tümgeneraldim”
Sanıklardan Genelkurmay Lojistik Daire Başkanı emekli Tümgeneral Ersin Yılmaz da üzerine atılı suçları reddettiğini söyledi.
TSK’nın ihtiyaçlarını tespit edip giderilmesini sağlamakla görevli olduklarını dile getiren Yılmaz, “İddianamede adımın geçtiği hiçbir belge ve konusu suç oluşturan hiçbir eylem yok. 7 Nisan 1997’deki toplantıya ‘tuğgeneral Ersin’ olarak katıldığım ve BÇG’yi oluşturan kişiler arasında bulunduğum iddia ediliyor. Ben o tarihte 3 yıllık tümgeneraldim ve lojistik başkanlığındaydım.” dedi.
Yılmaz’ın savunmasının ardından duruşmaya öğle arası verildi.
Muhabir: Serdar Açıl