İSTANBUL
Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) avukatlık yapılanması kapsamında tutuklanan, eski savcı ve avukat Gültekin Avcı‘nın, ”silahlı terör örgütüne üye olmak” ve ”terör örgütü propagandası yapmak” suçlarından, 22,5 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılandığı dava dosyasının, ”Selam Tevhid’de Kumpas” davası ile birleştirilmesine hükmedildi.
İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, tutuklu sanık Gültekin Avcı, SEGBİS aracılığıyla cezaevinden bağlanarak katıldı.
Duruşmada savunma yapan sanık Avcı, hakkındaki suçlamaları ve aleyhine ifade veren tanık veya şüpheli beyanlarını da kabul etmedi. Sanık Avcı, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Selam Tevhid davasından da yargılandığını hatırlatarak, yaklaşık 1,5 yıldır tutuklu bulunduğunu ve hasta olduğunu belirterek, tahliyesini talep etti.
Sanık Avcı’nın avukatı da söz alarak, müvekkilinin tahliyesini ve davaya ilişkin bazı taleplerde bulundu.
Mahkeme heyeti, mevcut delil durumunu dikkate alarak sanık Avcı’nın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Heyet, bu dava dosyasının, sanığın yargılanmakta olduğu İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Selam Tevhid’de Kumpas davası ile birleştirilmesine hükmetti.
İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar bürosunca hazırlanan iddianamede, Avcı’nın, FETÖ şüphelisi polisler ile örgütün üst düzey yöneticilerinden olduğu belirtilen Hidayet Karaca’nın avukatlığını yaptığı dönemde, söz konusu kişiler hakkında Nisan 2015’te ”yetkisiz mahkemece” tahliye kararı verilmesinde aktif rol oynadığı vurgulanıyor.
Söz konusu bu örgütsel eylemin talimatını FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in 19 Nisan 2015’te verdiği belirtilen iddianamede, aralarında eski emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer, Yakub Saygılı, Tufan Ergüder, Ömer Köse, Yurt Atayün, Erol Demirhan, Ramazan Akyürek ile Hidayet Karaca’nın bulunduğu 63 şüphelinin birçok soruşturma kapsamında tutuklu olduğu, bu kişilerin avukatları aracılığıyla verilen reddihakim ve tahliye dilekçelerinin, yetkisi ve görevi olmadığı halde dönemin İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi hakimi Metin Özçelik tarafından incelemeye alındığı belirtiliyor.
İnceleme sonucunda reddihakim talebinin kabulüne karar verip, tahliye talebini de o dönem 32. Asliye Ceza Mahkemesi hakimi Mustafa Başer’e gönderdiği, Başer’in de tahliye kararı verdiği anlatılan iddianamede, her 2 hakimin de yetkisi olmamasına rağmen bu kararı verdikleri, bu olayın ardından Mustafa Başer ve Metin Özçelik’in tutuklandığı, daha sonra da meslekten çıkarıldığı kaydediliyor.
Bu olay üzerine İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği tarafından tahliye kararlarının hukuken geçersiz olduğuna ve sanıkların tutukluluk hallerinin devamına dair karar alındığı hatırlatılan iddianamede, örgütün hukuk ayağında yer alan avukatlarca da ülkede hukuk kaosu yaşandığı görüntüsü verilmeye ve kamuoyunun yargıya olan güveni şekillendirmeye yönelik lehe ve aleyhe algı çalışması yapıldığı anlatılıyor.
İddianamede, bu süreçte örgütün talimatıyla rol alan sanık Avcı’nın İstanbul adliyesi önündeki o dönem yaptığı açıklamalarına yer verilerek, bu kişinin yargı makamlarına karşı sözler sarf ettiği ve yalan beyanlarda bulunduğu ifade ediliyor.
Kayyum atanan veya kapatılan kurumlardan Avcı’ya yüklü miktarlarda ödemelerin yapıldığı aktarılan iddianamede, kanun hükmünde kararname ile kapatılan Günün Mağdurları Derneği üyesi de olan Avcı’nın, örgüt talimatı sonrasında Bank Asya’daki hesabında artış olduğu da öne sürülüyor. İddianamede, Avcı’nın ”silahlı terör örgütüne üye olmak” ve ”terör örgütü propagandası yapmak” suçundan, 9 yıldan 22,5 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.
Muhabir: Muhammed Enes Can,Murat Kaya,Murat Paksoy