ANKARA
Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Gölbaşı’ndaki TÜRKSAT yerleşkesine giderek yayınları kesmeye çalıştıkları iddiasıyla 5’i sivil 16 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanan tutuklu sanıklar, avukatları hazır bulundu. Sanıklar Aydın Yavuz, Osman Kemal Küçük, Mustafa Altunay ve Mesut Sancak da duruşmaya Kocaeli, Bolu ve Kırıkkale’deki cezaevlerinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı.
Duruşmada, firari sanıklardan olan ve yakalanarak geçen duruşmada hazır edilen Ersan Kuluçlu, savunmasını yaptı.
TÜRKSAT’a baskın için giden ekipte yer alan Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) personeli Ersan Kuluçlu, terör saldırısına karşı TÜRKSAT’a gitmeleri emrinin verildiğini savundu.
Kuluçlu, helikopterle TÜRKSAT’a indiklerini, sağlık personeli olduğu için timin en arkasında yer aldığını belirterek “Nizamiye bölgesinde yaralılar olduğu söylendi. Çantamı alıp yaralıları sordum, boynundan hafif yaralı bir kişi ile bacağından yaralı bir kişiye ilk yardımda bulundum. Nizamiyedeki tüm yaralılara ilk yardım yaptım, kamera kayıtları izlenirse görülecektir.” dedi.
TÜRKSAT’ta cep telefonu, silah gasbedilmesi olaylarına karışmadığını ileri süren Kuluçlu, “Nizamiye dışına çıktığımda hızlı bir araç geliyordu. Ateş açıldı, terör saldırısı istihbaratıyla gittiğimiz için bombalı eylem diye düşündüm. Havaya ateş açtım. Sonra kendimi yere atıp bir süre bekledim. Araçtan bir kişi kendisi çıktı, yarasına baktım, kanama falan görmedim, şoför mahallindeki kişinin nabzı yoktu, yanındaki ise ağır yaralı idi. Nabzı çok az atıyordu. Üsteğmenime ‘ağır yaralı hastaneye gitmeli’ diye bildirdim. Dışarı çıkardık, yan yatırdık, ağzındaki kanları boşalttım. Belli süre sonra nabzı da gitti.” diye konuştu.
Kuluçlu, olayların ardından minibüsle TÜRKSAT’tan ayrıldıklarını, giderken ateşe maruz kaldıklarını, kaza yaptıklarını, panikle aracı terk ettiklerini, arazide ilerlediklerini anlattı. Ersan Kuluçlu, arazide yürürken sabaha karşı bir helikopterin kendilerini alarak Akıncı Üssü’ne götürdüğünü söyledi.
Kuluçlu, “Akıncı Üssü’nde internete girdim, olayları gördüm. Nasıl bir kumpasın içine düştüğümüzü irdelemeye çalıştım. 14 yaşından beri askeriyedeyim, böyle bir oyunla bu işin içine düştüğüm için üzüldüm, ne yapacağımı bilemedim. Akıncı Üssü’nün bombalanmaya başlanması üzerine oradan kaçtım.” dedi.
Başkan İsmail Ademoğlu’nun, “Aylardır nasıl saklandın?” sorusu üzerine Kuluçlu, kaçtıktan sonra otostopla Düzce’ye geçtiğini, oradan İstanbul’a gittiğini anlattı.
İstanbul’dan da Eskişehir’e gittiğini, burada cami girişinde bulduğu kimliği kullandığını söyleyen Kuluçlu, bir süre sonra Eskişehir’den İzmir’e geçtiğini belirtti.
Kuluçlu, İzmir’de günlük işlerde çalışarak ihtiyaçlarını karşıladığını, burada yakalandığını kaydetti.
Darbe girişimi gecesi tüm faaliyetinin yaralılara müdahale şeklinde geçtiğini savunan Kuluçlu, terör örgütü FETÖ ile bağlantısının bulunmadığını ileri sürdü.
Kuluçlu’nun avukatı da müvekkilinin, terör örgütünün kriptolu haberleşme ağı ByLock kullanıcısı olmadığını, üzerinde 1 dolar çıkmadığını, Bank Asya’da hesabının bulunmadığını, olay gecesi yalnızca verilen emirleri yerine getirdiğini ve ilk yardım faaliyetinde bulunduğunu öne sürdü.
Katılanlardan TÜRKSAT avukatının, olayda şehit edilen Ahmet Özsoy’un, yaralıyken neden kuruma ait orada bekleyen ambulansla hastaneye götürülmediği sorusunu, sanık Kuluçlu, “Şahsın ağır yaralandığını görünce ambulansla hemen gönderilmesi gerektiğini söyledim ama öncesinde yan yatırıp nefes borusunu açmam gerekirdi, bunları yapmazsam zaten ambulansta vefat ederdi. İlk müdahalede yapılması gereken budur. Ahmet Özsoy’a ilk müdahaleyi yaptım, ağzındaki kanı boşalttım, o arada bu şahsın mutlak surette hastaneye gitmesi gerektiğini de söyledim fakat biz ilk müdahaleleri yaparken şehit oldu, bu nedenle hastaneye gönderemedik.” şeklinde yanıtladı.
Telefon Pensilvanya’dan 41 kez baz almış
Mahkeme Başkanı İsmail Ademoğlu, sanıklardan TÜRKSAT’a girmeye çalışırken yakalanan 4 mühendisin bulunduğu aracın sahibi Uğur Özüdoğru’nun cep telefonuyla ilgili Emniyet Genel Müdürlüğünden gelen yazıları okudu.
Ademoğlu, “ByLock kullanıcısı olmadığını söylemiştin ama cep telefonunda ByLock ve Eagle kullanıcısı olduğuna dair bulgular var” demesi üzerine Özüdoğru, “Ben bilgisayar mühendisiyim, bunlarla ilgili döküm gelebiliyor mu? İki programı da indirmiş olabilirim ancak kullanmadım açık ve net olarak söylüyorum. Yüklediğim ve son kullandığım tarihi söylemelerini, hangi sıklıkta kullandığımın tespitini istiyorum.” dedi.
Ademoğlu’nun, “ABD’ye gittiğinden bahsetmiştin, Pensilvanya’ya gittin mi?” sorusu üzerine, “Çağırsalar merakımdan giderdim ama biz kim, çağırmaları kim?” ifadesini kullandı.
Sanık Özüdoğru, Başkan Ademoğlu’nun, “Telefonun terörist başı Gülen’in Pensilvanya’daki ikametgahından baz almış. Cep telefonunun toplam 41 adet cihaz konumu verdiği raporda var” sözleri üzerine, suçlamaları kabul etmediğini belirtti, incelenen cihazı ABD’de ikinci el olarak bir Türk vatandaşından satın aldığını iddia etti.
Duruşmada, Cumhuriyet Savcısı Mustafa Manga esas hakkındaki mütalaasını açıklayacak.