İSTANBUL
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, FETÖ‘ye finansman sağlayıp örgüt adına himmet topladıkları ve kurdukları şirketlerde usulsüzlük yaptıkları gerekçesiyle hazırlanan iddianamede, ilgili şirketlerin usulsüzlüklerini kanıtlayabilecek bilgi ve belgelerin yer aldığı yazılı arşivlerin örgüt merkezinden gelen talimatlar doğrultusunda şirket yöneticilerinin direktifleriyle, şirket çalışanları tarafından imha edildiği vurgulandı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından İsmet Bozkurt tarafından hazırlanan 121 sayfalık iddianamenin sonuç bölümüne, FETÖ/PDY’nin işleyişi için gerekli maddi kaynağı temin edebilmek, örgüt üyelerine istihdam alanı yaratabilmek ve bu şekilde gerek ülke gerekse dünya çapında önemli ve etkili bir ekonomik aktör haline gelerek her yönüyle güçlü bir organizasyon görüntüsü verebilmek maksadıyla ticari hayat sahasına el attığı konusunda tereddüt bulunmadığı değerlendirmesi yapıldı.
Dünya Pazarlama AŞ‘nin, hür müteşebbisler tarafından serbest piyasa ekonomisi koşulları içerisinde salt ticari kar sağlamak amacıyla kurulan bir şirket olmadığı anlatılan iddianamede, bu şirketin ticaret hayatında kendi stratejisi doğrultusunda örgütlenen FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün organizasyonu neticesinde kurulduğu ve bu gizli organizasyon doğrultusunda varlığını sürdürdüğünün açıkça ortaya çıktığı kaydedildi.
İddianamede, Dünya Pazarlama AŞ’nin kuruluşu aşamasından itibaren örgütün medya gücü avantaj olarak kullanılarak piyasaya mal ve hizmet satımı yapıldığı, bunun yanında ülke sathına yayılmış şubeler ve çalışanlar aracılığıyla FETÖ/PDY’nin himmet, bağış, burs adı altında vatandaşlardan karşılıksız ayni ve nakdi yardım toplandığı vurgulanarak, toplanan bu gelirlerin ticari faaliyet perdelemesi altında muayyen merkezlere yönlendirildiği anlatıldı.
“17/25 Aralık’tan sonra şirketlerin içi boşaltılmaya çalışılmış”
Yine aynı perdeleme altında toplanan gelirlerin FETÖ/PDY ile iltisaklı yurt içi ve yurt dışı kurum ve kuruluşlara aktarıldığı belirtilen iddianamede, “Bu manada bilhassa örgüt lideri Fetullah Gülen’in bulunduğu ABD başta olmak üzere yabancı ülkelerde faaliyette bulunan örgüt iltisaklı çok sayıda eğitim kurumu, sivil toplum örgütü ve şirketlere, FETÖ/PDY tarafından düzenlenen 17/25 Aralık 2013 darbe teşebbüslerinden önce dikkat çekmemek ve denetimden uzak kalabilmek amacıyla binlerce kez küçük miktarlarda (1.000-100.000 Amerikan doları arası), söz konusu darbe teşebbüsünden sonra ilgili şirketlerin içerini boşaltmak amacıyla onlarca kez yüklü miktarlarda (1.000.0000 ve üzeri Amerikan doları) swift transferi ile para aktarılmış olması anlatılanları doğrulamaktadır.” ifadelerine yer verildi.
“Her alanda kayıt dışılık hakim”
İddianamede, bu organizasyon içerisinde yer alan şirketlerin ticari faaliyetleri kapsamında gerçekleştirdikleri mal ve hizmetlerin alımından piyasada satışına ve bedel tahsilatına kadar hemen hemen her alanda tamamen kayıt dışılığın hakim olduğuna vurgu yapılarak, şunlar kaydedildi:
“O kadar ki bu kayıt dışılık çalışanlar yönünden de geçerlidir. Organizasyonda sigortasız çalıştırmanın asıl olduğu, sigortalı çalıştırmanın istisnai olduğu beyanlardan anlaşılmakla, tam anlamıyla çalışanların tespiti dahi mümkün olmamıştır. Bu organizasyon çerçevesinde Dünya Pazarlama AŞ ve bağlı şirketlerin çok az miktarda mal ve hizmet için usulüne uygun alım yaptıkları ya da bildirimde bulundukları ancak kayıtlı alınan mal ve hizmetlerden büyük rakamlara ulaşan çok daha fazlasını yine kayıt dışı yöntemlerle piyasaya sundukları görülmektedir. Bu hususu şirket çalışanları ve şirketlerin tespit edilen kayıtlı hesap/para hareketleri ile piyasadaki kayıt dışı faturasız mal ve hizmet satışı doğrulamaktadır. Dolayısıyla tespit edilen çalışanlar yahut şirketlerin hesap hareketlerinin doğruları yansıttığının, tespit edilen tüm hesap hareketlerinin kayıtlı olduğunun düşünülmesi safiyane bir yaklaşım olacaktır.”
“Usulsüzlüklerin kanıtlandığı arşivler imha edildi”
Bu organizasyonda mal ve hizmetlerin kayıt dışı alımı, sonrasında bu mal ve hizmetlerin kayıt dışı satımı söz konusu olduğu gibi, kayıt dışı para hareketleri görüldüğünün somut delillerle sabit olduğu anlatılan iddianamede, organizasyonda Dünya Pazarlama AŞ ve bağlı şirketlerin, tespit edilen kayıtlı mal ve hizmet alım-satımları ile gerek çalışanların gerekse şirketlerin tespit edilen hesap hareketlerinin yansıttıkları rakamlar arasında orantı ve dengeden bahsetmenin mümkün olmadığı, bu durumun tespit edilenlerin dışında çok daha fazla usulsüz para hareketi olduğunun da işareti olarak kabul edilmesi gerektiği ifade edildi.
İddianamede, ilgili şirketlerin usulsüzlüklerini kanıtlayabilecek bilgi ve belgelerin yer aldığı yazılı arşivlerin örgüt merkezinden gelen talimatlar doğrultusunda şirket yöneticilerinin direktifleriyle şirket çalışanları tarafından imha edildiği, söz konusu kayıtların elektronik ortamda depolandığı program ve yazılımların tamamında silme işlemi gerçekleştirildiği anlatılan iddianamede, Dünya Pazarlama AŞ ve bağlı şirketlerde, kuruluşlarından itibaren örgüt hakimiyetini sağlamak ve yasal prosedürü tamamlamak amacıyla şirket ortağı gösterilen kimselerin gerçekte şirketlerde pay sahibi olmadığı vurgulandı.
İddianamede, şunlar kaydedildi:
“Gerek şirketlerin işleyişinin devam ettiği süreçte gerekse 2014 yılında şirketlerin tamamında önce şüpheliler Muharrem Atmaca’nın, sonra Faruk İlk’in tüm pay sahibi olduğu süreçte şirket ortaklarının, olması gereken basiretli bir tacir gibi ticari faaliyet yürütmedikleri, pay sahiplerinin FETÖ/PDY terör örgütü adına kendi iradeleri dışında hareket ettikleri, kar getiren ticari bir faaliyet içerisinde şirket ortağı olmak dışında gizli bir topluluk adına emanetçi, hülleci, yahut memur veya çalışanı gibi tavır sergiledikleri görülmektedir.”
İddianamede, Dünya Pazarlama AŞ ve bağlı şirketlerde, FETÖ/PDY adına hareket eden pay sahiplerinin FETÖ/PDY örgütündeki hiyerarşide üst düzeyde kimseler oldukları ve özellikle örgüt üst düzey elemanlarının şirketlerde pay sahibi gösterildiklerinin tespit edildiğine yer verilerek, bu durumun belirtilen organizasyonun büyüklüğünü ve örgütün bu yolla elde ettiği gelirin fazlalığını ortaya çıkardığı kaydedildi.
“Şirket çalışanların büyük kısmı sigortasız”
Bu soruşturmadaki sözde pay sahibi ve şirket ortaklarının hemen hemen tamamının FETÖ/PDY’ye yönelik açılmış soruşturmalarda konu edildiği belirtilen iddianamede, bu kimselerin açık kaynaklarda terör örgütünün ele başı Fetullah Gülen’in “beyin takımı” olarak öne çıktığı anlatıldı.
İddianamede, Dünya Pazarlama AŞ organizasyonu şirketlerde çalışanların büyük kısmının sigortasız çalıştırıldığı, sosyal güvencesiz çalışanların da örgüt mensubiyetiyle rıza gösterdiği vurgulanan iddianamede, çalışanlardan gelirlerine, medeni durumlarına, sosyal ve ekonomik statülerine göre belirlenen oranlarda “Himmet–Kira, Burs–Aidat, Kurban–Hisse, Zekat–Üşür, Çadır–Ramazan” adı altında tamamen kayıt dışı bağışlar toplanarak örgüte maddi destek sağlandığı ifade edildi.
“5 yılda 16 bin 537 işlemle 22 ,6 milyonluk havale”
İddianamede, 2011-2016 yılları arasındaki yaklaşık beş yıllık periyotta Dünya Pazarlama AŞ’nin 16 bin 537 işlem sonucu 22 milyon 637 bin 404 lira havale yaptığına vurgu yapılarak, bu yasa dışı havalelerinin genellikle örgütün bankacılık ve finans alanındaki “amiral gemisi” Bank Asya üzerinden gerçekleştirildiği belirtildi.
Soruşturmalarda delil olarak kullanılabilecek bu işlemlerin büyük bir kısmının yok edilmek, arşivlerin silinmek suretiyle karartılması nedeniyle tüm hesap hareketlerinin tam olarak saptandığından bahsedilemeyeceğine dikkat çekilen iddianamede, gerek tespit edilebilen hesap hareketleri, gerekse mal ve hizmet alımları dışında çok daha fazla hesap hareketi, mal ya da hizmet alım ve satımlarının söz konusu olduğu ifade edildi.
Muhabir: Murat Paksoy, Muhammed Enes Can, Murat Kaya