ANKARA
Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz‘daki darbe girişimi sırasında Kara Harp Okulunda yaşanan eylemlere ilişkin 156’sı Kara Harp Okulu kursiyeri, 8’i rütbeli 164 sanığın yargılanmasına devam ediliyor.
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’ndeki mahkeme salonunda görülen duruşmada sanıklar ve avukatları, cumhuriyet savcısının esasa ilişkin mütalaasına karşı savunma yapıyor.
Davanın öğleden sonraki bölümünde savunma yapan sanık eski kursiyer teğmen Ahmet Aksu, alarm verilmesi üzerine içtima alanına çıktıklarını, komutanlarının, can güvenliği olmadığı gerekçesiyle kendilerini güvenli bölgeye sevk edeceklerini söylediklerini aktardı.
Kendisinin de aralarında bulunduğu kursiyer grubun helikoptere bindirildiklerini anlatan Aksu, üç dakika süren yolculuktan sonra güvenilir bölge diye çatışmaların yaşandığı Genelkurmay Başkanlığı Karargahı’na götürüldüklerini anlattı.
Karargahta çatışma ve kargaşanın hakim olduğunu belirten Aksu, zarar görmemek için bir kulübeye sığındıklarını, buradaki tam teçhizatlı bir askerin yanlarındaki tüfeklerinin şarjörsüz olduğunu fark etmesi üzerine kendilerine kızdığını ifade etti.
Sabah saatlerine kadar kimseye zarar vermeden beklediklerini öne süren Aksu, daha sonra polislere sığındıklarını belirterek beraatini talep etti.
“Komutanlarımız bizi ateş çemberine atmıştı”
Sanık eski kursiyer teğmen Abdullah Karahan da alarm verildikten sonra komutanlarının emriyle helikopterlere bindiklerini ifade etti.
Bir zaman sonra Genelkurmay Başkanlığı Karargahı’na götürüldüklerini, buraya neden götürüldükleri konusunda bilgisinin bulunmadığını savunan Karahan, “Güvenilir diye getirildiğimiz yer çatışmaların yaşandığı Genelkurmay Başkanlığı Karargahı’ydı. Komutanlarımız bizi ateş çemberine atmıştı.” dedi.
İlerleyen saatlerde sanık eski üsteğmen Hasan Ali Seyrek’in kendilerine kandırıldıklarını ve yanlış bir işin içine çekilmek istendiklerini söylediğini aktaran Karahan, bu açıklamadan sonra kanunsuz bir emri yerine getirmediğini savundu.
Darbecilerden kaçarak polislere sığındıklarını belirten Karahan, “Komutan dediğimiz insanlar tarafından irademiz sakatlandı, Genelkurmaya götürüldük. Bu tamamen bizim dışımızda gelişmiştir. Darbede yer almadım, vatanıma ihanet etmedim. Beraatımı talep ediyorum.” savunmasını yaptı.
Sanık eski kursiyer teğmen Ahmet Demir ise Afyonkarahisar’da yapılacak tatbikat için getirilen kumanyaları almak için tabur binasına gittikleri sırada üsteğmen Ahmet Önder Biberoğlu’nun alarm verildiğini söylediğini aktardı.
Bunun üzerine mühimmatı olmayan tüfekleri alıp otoparka gittiklerini kaydeden Demir, terör saldırısı yaşandığı ve açık alanda beklemelerinin tehlikeli olacağının söylenmesi üzerine yemekhaneye geçtiklerini anlattı.
Saat 03.00’te kursiyerlerin güvenli bölgeye götürülecekleri bilgisini aldıklarını söyleyen Demir, bunun üzerine tören alanına toplandıklarını aktardı.
Okulun güvenli olmadığı gerekçesiyle gruplar halinde helikopterlere bindirildiklerini ifade eden Demir, kısa bir süre sonra çatışmaların yaşandığı bir bölgeye götürüldüklerini ifade etti.
Demir, “Güvenilir yer diye çatışmaların yaşandığı Genelkurmay Başkanlığına getirildiğimizi sonradan öğrendik. Aslında o kadar da güvenilir değildi. Zira çatışma vardı. Ateşin ortasına atılmıştık. Neler olduğunu anladığımızda sabah saatlerine kadar bodrum katında bekledik. Sonra polise sığındık. Beraatimi istiyorum.” dedi.
Muhabir: Tanju Özkaya