ANKARA
Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Üssü‘ndeki eylemlere ilişkin 473 sanığın yargılandığı davaya, sanık savunmalarıyla devam edildi.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’ndeki salonda görülen duruşmaya şehit yakınları ve gaziler ile taraf avukatları katıldı.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde, Adana İncirlik 10. Tanker Üs Komutanlığı İcra Şube Müdürlüğünde görevli sanık eski teğmen Mehmet Afşar savunmasını yaptı.
Afşar, 18 Temmuz Pazartesi günü TSK Spor Okulu’nda yapılacak spor sınavına katılmak için Ankara’da bulunduğunu, ayrıca Adana’da Kartal Vakfı yararına düzenlenecek yemek için hazırlanan davetiyeleri dağıttığını belirtti.
15 Temmuz Cuma günü Ankara’ya geldikten hemen sonra Hava Kuvvetleri Karargahı’nda, verilen listeye göre davetiyeleri dağıttığını ifade eden Afşar, akşam da devre arkadaşları Fatih Özoğlu ve Emre Toklu ile Bahçelievler’de bir kafede oturduğunu söyledi.
Afşar, 22.00 civarında jetlerin geçmeye başladığını, bunun üzerine telefondan haberlere baktığında boğaz köprüsünün kapatıldığını gördüğünü, ardından kafeden ayrıldıklarını dile getirdi. Arkadaşının yanında kalmak üzere Emre Toklu’nun aracına binip onun evine gittiğini belirten Afşar, sabaha kadar televizyondan yaşananları takip ettiğini kaydetti.
Sınava girmeden, pazar günü kara yoluyla üsse döndüğünü, ertesi gün de mesaiye başladığında gözaltına alınıp tutuklandığını iddia eden Afşar, tahliyesini talep etti.
Hava savunma uçakları İncirlik’ten kalkmış
Darbe girişiminin yaşandığı tarihte Amasya Merzifon 5. Ana Jet Üssü‘ne bağlı 152. Filo komutanı olarak görev yaptığını anlatan tutuksuz sanık eski pilot yarbay H.İ.Ö, üste gerçekleştirilen tadilat nedeniyle kasıma kadar üs dışında geçici görevli olduklarını söyledi.
Konya, Erzurum, Afyon ve İncirlik meydanlarından görevler gerçekleştirildiğini dile getiren H.İ.Ö, 15 Temmuz’da Adana İncirlik Üssü’nde görevde olduğunu bildirdi. H.İ.Ö, İncirlik’te konuşlu olmalarına rağmen İncirlik üs komutanı veya harekat komutanıyla bir emir-talimat ilişkisi olmadığını, çünkü Merzifon’a bağlı görev yaptıklarını kaydetti.
15 Temmuz’da, kaldığı misafirhanede arkadaşlarıyla televizyon izlerken yaşananlardan haberdar olduğunu belirten H.İ.Ö, bulundukları yerdeki dahili telefonun 00.30-01.00 civarında çaldığını, kendisini Hava Kuvvetleri Harekat Merkezi’nden Albay Ali Durmuş olarak tanıtan kişinin, uçakların silah yükünü sorduğunu dile getirdi. H.İ.Ö, uçakların hava mühimmatı yüklü olduğunu belirtmesi sonrası, Durmuş’un kendisine bir koordinat verip acil hava savunması yapılacağını söylemesi üzerine, darbe girişimi karşıtı faaliyet olduğunu düşünerek, hızlı karar vermek gerektiğinden uçaklarına kalkış yapmalarını emrettiğini söyledi.
Bunun üzerine 01.10 gibi iki uçağın kalktığını ifade eden H.İ.Ö, pilotların olduğu nöbet binasındayken Eskişehir’deki Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezinden (BHHM) arandığını söyledi. H.İ.Ö, Albay İsmail Üner veya Yarbay Hakan Akı’nın telefonda uçakların neden kalktığını sorduğunu ifade ederek, “Ben de uçakların Hava Kuvvetleri Harekat Merkezi tarafından kaldırıldığını söyledim. Karşımdaki kişi bu emrin geçersiz olduğunu, uçakların derhal indirilmesi gerektiğini, bundan böyle kendilerinden habersiz kesinlikle hiç bir uçuşun gerçekleştirilmemesi gerektiğini söyledi. Öncesinde bana verilen talimatın darbecilerden geldiğini düşünmedim.” dedi.
Uçaklara telsizle ulaşamadığını, kuleye sorduğunda ise iniş yaptıklarını öğrendiğini anlatan H.İ.Ö, pilotlarla konuştuğunda BHHM’nin talimatı üzerine döndüklerini, gittikleri koordinatların ise Dalaman civarı olduğunu söylediklerini kaydetti.
Pilotlara, nereden olursa olsun kalk talimatı verildiğinde kendisinden emir almadan kalkmamalarını bildirdiğini kaydeden H.İ.Ö, bundan sonra kalkış için talimat alan pilotların aradığını, kendisinin de BHHM’den İsmail Üner veya Hakan Akı ile görüşüp teyit ettikten sonra kalkmalarını emrettiğini aktardı.
Üs komutanı, Amerikalı subayla aynı araçtaymış
H.İ.Ö, 04.45 civarı Erzurum ve İncirlik’teki pilotların kalkış emri olduğunu ilettiklerini, bunu BHHM’den teyit ettikten sonra darbeci uçakları engellemek üzere kendi uçaklarına izin verdiğini ifade ederek, Adana’daki uçaklar sığınak bölgesinden çıktıkları sırada aracıyla gelen Tanker Üs Komutanı Bekir Ercan Van‘ın, kendisini araca çağırdığını bildirdi. H.İ.Ö, şunları söyledi:
“Daha önce çağırdığı bakımcı bir astsubay arkadaş da bindi araca. Araçta, kıyafetinden Amerikalı olduğunu anladığım bir subay daha vardı. Pist başındaki uçakların olduğu yere gittik. Lider uçağın pilotunun ismini sordu, söyledim. Van, araçtan inerek lider uçağın pilotuyla kulaklıkla bir şeyler konuşup döndü. Amerikalı şahıs araçtan inmedi. Uçaklarımız kalkış yaptı. Üs komutanı beni araca aldı ve nöbet binasına bırakarak ayrıldı. Daha sonra ben pilot ile konuştuğumda üs komutanının ‘Niye kalkıyorsunuz? Nereye uçuyorsunuz? Amacınız ne? Kendi arkadaşlarınızı vurmayacaksınız değil mi?’ şeklinde sorular yönelttiğini öğrendim.”
Filosuna ait uçakların indirilmesini sağladığını, Akıncı Üssü’nden kalkış yapılmaması için pisti vurduklarını dile getiren H.İ.Ö, darbe karşıtı BHHM’nin talimatları doğrultusunda hareket ettiklerini dile getirdi.
H.İ.Ö, 05.30 civarı yine BHHM’den arandığını, üs komutanının darbeci olduğunu ve yerine üs komutanı olarak görevlendirildiğini dile getirerek, kendisine iletilen talimatları üssün nöbetçi amirine ilettiğini bildirdi.
Filosundaki uçakların 16 Temmuz 19.00’a kadar darbe faaliyetlerine karşı uçuşlarını sürdürdüğünü belirten H.İ.Ö, FETÖ ile de bir bağı olmadığını savunarak beraatını talep etti.
Duruşma, yarına ertelendi.