İSTANBUL – KENAN IRTAK
İnsani ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (İNSAMER) analisti Riad Domazeti, İran‘ın birçok kronik sorunu olsa da halen güçlü olduğunu belirterek, “İran’daki gösterilerin rejim değişikliğine yol açması zor gözüküyor. Protestoların bu haliyle İran’daki müesses nizamda fazla değişikle yol açacağını söylemek mümkün değil.” dedi.
Domazeti, İran’daki rejim karşıtı gösterilere ilişkin AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, Arap baharı sürecinde İran’ın bölgede önemli siyasi ve askeri mevziler kazanırken başta Suriye olmak üzere Yemen, Irak ve hatta Mısır’da halk nezdinde büyük bir mevzi kaybı yaşadığını anlattı.
İran’da Arap baharı ile yeni bir sürecin başladığını, bölge halkları hak talebinde bulundukları zaman İran’ın, Suriye’de Esed rejimini, Lübnan’da, Yemen’de, Irak’ta halka rağmen farkı grupları destekleyerek çok ciddi bölgesel çatışmaya girdiğini dile getiren Domazeti, şunları kaydetti:
“Bu da ciddi anlamda maddi harcamalara sebep oldu ve İran’da genel bir memnuniyetsizlik ortaya çıktı. İran’da daha önceden de kronikleşmiş bazı sorunların olduğunu belirtmek gerekiyor. Devletin, İran’ın bazı bölgelerine çok önem vermediğini, oradaki yatırımları yapmadığını ve bu nedenle ciddi elektrik sıkıntıları, çevre kirliliğinin yaşandığını, bazı bölgelerde yaşam standartlarının çok düşük olduğunu biliyoruz. Bütün bu sorunlar toplandığında İran’da bu yaşanan gösterilerin sürpriz olmadığını söyleyebiliriz.”
İran’da 1979’daki rejim değişikliğinden bu yana gençlerin yönetimde temsilden uzak kaldığını, bu nedenle hem siyasi hem de kültürel hayata daha fazla katılım talep ettiklerini kaydeden Domazeti, gençlerin yanı sıra kadınların ve Ahvaz eyaletindeki etnik grupların da gösterilere yoğun katıldığına vurgu yaptı.
Rejim destekçilerinin de karşıt gösteriler düzenlediklerini ifade eden Domazeti, İran’ın dini lideri Ayetullah Hamaney’in çağrısıyla karşıt gösterilere katılanların dindar ve muhafazakar mollalarla 40 ile 60 yaş arasındaki kişilerden oluştuğunu belirtti.
“2014 yılında Obama yönetiminin İran’a bölgede açtığı bir alan söz konusu”
İran’ın bölgede çok önemli bir ülke olduğunu dile getiren Riad Domazeti, “İran, tarih, sosyoloji, kültür sanat ve edebiyat anlamında sadece kendi sınırları içinde değil tarihsel olarak bölgedeki bütün toplumları etkilemiş durumda. Dolayısıyla İran’daki protestolar aslında hem bu tarihi perspektiften hem de bölgesel dinamikler bakımından önemli. Bölgesel olarak baktığımızda şu anda İran, Suriye, Irak, Yemen Lübnan ve Kafkaslarda ve değişik bölgelerde etkin konumda. Özellikle 2014 yılında Obama yönetiminin İran’a bölgede açtığı bir alan söz konusu. Türkiye’yi, kısmen de Suudi Arabistan’ı dengelemek adına İran’ın önü açılıyor. Ama diğer yandan İran, bu süreçte ekonomik yaptırımlarla da karşı karşıya kaldı.” dedi.
Domazeti, protestoların başlamasından itibaren uluslararası basın ile Körfez ülkelerinin medyasında ve sosyal medyada, İran’da rejim değişikliğine yol açabileceğini ve kısa süre içinde rejiminin düşürebileceği şeklinde bir hava oluştuğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
“İran’ın iç sisteminde her ne kadar birçok kronik sorun olsa da hala güçlü olduğunu görüyoruz ve hali hazırda böyle bir değişikliğin beklenmediğini söylemek mümkün. İran’daki gösterilerin rejim değişikliğine yol açması zor gözüküyor. Protestoların bu haliyle İran’daki müesses nizamda fazla değişikle yol açacağını söylemek mümkün değil. Bu durum biraz daha böyle devam edecek. İran, hem içeride hem de bölgesel anlama bazı politikalarını değiştirmezse, bölgeyle entegre olmaya ve daha geniş bir bölgesel diyaloğa girmezse 20 yıl sonra bu kronikleşmiş sorunların yanında bölgesel ve iç siyasetin yansımalarıyla birlikte İran rejimi ciddi manada tehlike potansiyeline evrilebilir.”
“Türkiye’nin çok ilkeli ve prensipli bir duruş aldığı görülüyor”
İran’daki gösterilere ilişkin Türkiye’nin tavrına da değinen Domazeti, “Türkiye’nin çok ilkeli ve prensipli bir duruş aldığı görülüyor. Her ne kadar 2009’daki nükleer anlaşmasından sonra İran’ın anlaşmadan farklı bir tutuma giriştiğine şahit olduysak da Türkiye’nin İran’ın milli güvenliğini ve sınırlarını korumaya yönelik bir tutum sergilediğini gördük. Türkiye de bölgede daha fazla çatışma istemiyor, kaosun daha fazla derinleşmesini istemiyor. Türkiye’nin İran’a vermiş olduğu bu desteği İran’ın çok iyi değerlendirmesi gerekiyor. Başta Yemen olmak üzere Türkiye’nin ara buluculuğunu kabul etmesi gerekiyor. Türkiye hem Suudi Arabistan hem de İran ile konuşabilen bir ülke.” değerlendirmesini yaptı.
Domazeti, İran’daki protestolara ilişkin Rusya’nın ise Soçi Zirvesi ile yakalanan bölgesel dinamiği korumaya yönelik açıklamalarda bulunduğunu kaydetti. Rusya ile İran arasındaki ilişkinin çok daha derinlerde olduğunu ve Rusya’nın bu ülkedeki rejim değişikliğini hiçbir şekilde istemediğini belirten Domazeti, “İran’ın izolasyonu, Rusya’ya daha fazla bağlı bir İran anlamına gelir. Daha fazla izole edilmiş bir İran, Rusya açısından daha olumlu karşılanabilir.” ifadelerini kullandı.