İSTANBUL
İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özcan Hıdır, “Hz. Peygamber’in hadislerinde geçen bir sözün, Yahudi ve Hristiyan kaynaklarında yer alması aslında bir sorun teşkil etmez, çünkü bunların aslı vahye, ilhama ve ebedi bir hikmete dayanıyor olabilir ve bu yönüyle incelemeye tabidir.” dedi.
İnsan Kitap Beyoğlu Şubesinde kitaplarının tanıtımı için düzenlenen basın toplantısında konuşan Hıdır, doktora tezi olarak hazırladığı, ilk baskısı 2006’da yapılan “Yahudi Kültürü ve Hadisler – İsrailiyyat-Hadis İlişkisi” kitabının dördüncü baskısının yapıldığını, profesörlük çalışması olan “Hristiyan Kültürü ve Hadisler – Zühd Hadisleri-Literatürü Özelinde” kitabının da yeni çıktığını anlattı.
Serinin ilk kitabının dördüncü baskısıyla, ikinci kitabın aynı dönemde basıldığını hatırlatan Hıdır, kitapların esas itibariyle Batı’daki oryantalist araştırmacıların 16. yüzyıldan itibaren ortaya attıkları “İslam’ın Yahudi ve Hristiyan kökeni teorisi” iddiasına reddiye olduğunu kaydetti.
Prof. Hıdır, kitabın ana konusunun “İslam’ın Yahudi ve Hristiyan kökeni” teorisinin İslam’ın temel kaynaklarından ve Batılı-oryantalistik kaynaklardaki tutarsızlıklardan hareketle reddi olduğunu, konunun Türkiye’de de son dönemlerde tartışıldığını, Kur’an ve sünnetin özellikle de hadislerin Yahudi ve Hristiyan kaynaklarına dayandığı ile İslam’ın orijinal bir din olmadığı konusunda iddiaların ortaya atıldığını ifade etti.
“Allah indindeki gerçek din İslam’dır”
“Kur’an ve sünnet anlayışına göre Allah indindeki gerçek din İslam’dır” diyen Hıdır, “Hazreti Peygamber’in hadislerinde geçen bir sözün, Yahudi ve Hristiyan kaynaklarında yer alması aslında bir sorun teşkil etmez, çünkü bunların aslı vahye, ilhama ve ebedi bir hikmete dayanıyor olabilir ve bu yönüyle incelemeye tabidir.” şeklinde konuştu.
Yahudilik, Hristiyanlık ve Hazreti Adem’den bu yana gönderilen dinlerin aslı itibariyle “İslam dini” olduğunu vurgulayan Hıdır, “Farklı zamanlarda farklı hitap çevrelerine tebliğ edilen İslam’ın, dinin adıdır bunlar. Yahudilik ve Hristiyanlık daha sonra kendi kurucu figürlerinin, peygamberlerinin isimleriyle anıldı, bu tarihi bir olay. Bunların Yahudilik ve Hristiyanlık olması aslının İslam’ı temsil ediyor olması gerçeğini değiştirmiyor.” dedi.
“İslam dininin temel referanslarına uygunluğuna bakıyoruz”
Hıdır, asıl sorunun Yahudi ve Hristiyan kaynaklarının değiştirilmesinden sonra başladığını belirterek, şöyle devam etti:
“İnceleme anlamında sözün aslına bakıyoruz. Bu Kur’an ve sünnetin temel ilkelerine uygunsa onaylanıyor, Kur’an ve hadislerde de yer almışsa bunun mahsuru yok. Ama bazı sözlerin onaylanıp onaylanmadığına dair elimizde bir bilgi yok, bir kısım sözler de tamamen İslam’ın ve hadislerin ruhuna aykırı. İslam’ın temel ilkeleri doğrultusunda bunları inceliyor, İslam dininin temel referanslarına uygunluğuna bakıyoruz. Bu kitaplarda bu incelemeleri yapmaya çalıştık.”
Birincisi Yahudi, ikincisi Hristiyan kültürü ile hadisler arasındaki ilişkiyi anlatan serinin, bir sene içinde okuyucuyla buluşması planlanan üçüncü bir kitapla devam edeceğini söyleyen Hıdır, serinin üçüncü kitabında Yahudi ve Hristiyan kaynaklarındaki ilgili sözlerle benzerlik arz eden 100 civarında hadisi inceleyip bununla ilgili pratik ve metodolojik sorunları, interkültürel ve multikültürel bir perspektifle inceleyeceklerini sözlerine ekledi.
Muhabir: Ahmet Esad Şani