İzmit Körfezi’nde görülen ve “deniz salyası” olarak adlandırılan müsilaj, dibe çökerek yaklaşık 20 metre derinlikte varlığını sürdürüyor.
Vatoz Dalış Merkezi eğitmeni Ekrem Ahmet Birol ile AA fotomuhabiri Tahir Turan Eroğlu, Körfez ilçesi Hereke-Şirinyalı mevkisinde yaptıkları dalışta müsilajın su altındaki izini sürdü.
Deniz yüzeyinden dağılsa da 19 metre derinliğe kadar örümcek ağını andıran yapısıyla suda askıda kalan müsilaj, dalgıçlara sıra dışı deneyim yaşatıyor.
Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Zooloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Halim Aytekin Ergül, AA muhabirine, tek hücreli organizmaların vücut salgılarının oluşturduğu müsilajın içeriğini analiz etmek için çalışma yürüttüklerini söyledi.
Müsilajın uzun yıllardır denizlerde görüldüğünü ancak iklim ve çevresel etkenlerle kıyılarda daha fazla görünür hal aldığını aktaran Ergül, deniz salyasının genellikle nisan ve ekim aylarında gözlemlendiğini kaydetti.
Organik maddelerin birikimi olan müsilajın bir süre sonra parçalanmaya başlayacağını ve ortamdaki oksijeni tüketeceğini kaydeden Ergül, bu durumun diğer deniz canlılarının ölümüne ya da yer değiştirmesine neden olabileceğini aktardı.
Doç. Dr. Ergül, müsilajın diğer deniz canlılarına olan etkisini, “Müsilajın denizin zemininde yaşayan canlıların üzerine bir örtü olarak düştüğünü düşünebiliriz. Şöyle değerlendirin, komşunuz üzerinize halı silkeliyor, tozu üzerinize geliyor.” sözleriyle tanımladı.
Işığın nüfuz ettiği her derinlikte müsilaja rastlamanın mümkün olduğunu dile getiren Ergül, şöyle devam etti:
“Rüzgar, akıntıların etkisi, uygun hava sıcaklığı, PH, oşinografik ve kimyasal koşulların da etkisiyle yoğunluğu dönem dönem, bu dönemde olduğu gibi artabilir ve özellikle kıyılarda akıntıların etkisiyle sürüklenerek birikmesi beklenir. Deşarjların kıyı bölgesinden olması da ayrı bir etken. Bu sene dikkatimizi çeken ve önceki yıllardan farklı olan husus, her zamankinden daha fazla olması ve daha uzun sürmesi.”
Bunun sadece İzmit Körfezi’nin sorunu olmadığını vurgulayan Ergül, “Tüm Marmara için bir sorun ve çok ciddiye alınması gerekir. Akıntı hızlarının düşük olduğu koylarda, körfezlerde birikme olasılığı çok daha yüksek. Bu hadiselerin, doğanın bize ciddi bir uyarısı olarak değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bunun için çalışmaların yapılması faydalı olacaktır. Öncelikle yağmur sularının ıslahı, ileri arıtma yapan atık su arıtma tesislerinin sayılarının artırılması büyük önem taşıyor. Bu bir kişinin ya da bir ilçenin, bir şehrin çözebileceği bir sorun değil. Bu Marmara etrafındaki tüm belediyelerin, valiliklerin bir araya gelerek, üniversitelerimiz, araştırma kuruluşlarımızın, sivil toplum kuruluşlarımızın bir araya gelerek çözmesi lazım gelen bir sorun. Bunu yapabilecek teknik ve bilgi birikimine sahibiz.” ifadelerini kullandı.
Ergül, etkilerinin anlaşılabilmesi için öncelikle müsilaj içeriğinin analiz edilmesi gerektiğini aktararak, süreç içinde olabilecekleri tahmin etmenin bu sayede kolaylaşabileceğini, bu alanda bir seri incelemeye ihtiyaç duyulduğunu kaydetti.
“Bu yıl çok uzun sürdü”
Vatoz Dalış Merkezi eğitmeni Ekrem Ahmet Birol da bölgede rutin dalışlar gerçekleştirdiğini, hemen her gün müsilaj yayılımını gözlemleme imkanı bulduğunu söyledi.
Birol, müsilajın her sene görülen doğal bir olay olmasına karşın bu yıl uzun sürdüğüne ve Marmara Denizi’ni etkisi altına aldığına işaret ederek, şöyle devam etti:
“Suların biraz ısınmasıyla bu tek hücreli planktonların çoğalması, her sene ‘sular kirlendi, kirlenmedi’ tartışmalarına neden olur. Her yıl 15 günlük bir süreç olurdu, bu yıl çok uzun sürdü. Dalış yaptığımız için gözlemlediğimiz 19 metrelere kadar bembeyaz. Bu yıl dipte canlılığın azaldığını gözlemledim. Küçük balıklar, kendilerine oyuklar açıp gizlenmeye başladı. Yalnızca denizin üzerinde görünen kısmı değil, altında da oldukça fazla. Bu yaşadıklarımızın, birtakım şeylerin habercisi olduğunu öngörüp Körfeze birtakım farklı fonksiyonlar kazandırmanın, tabiatın kendi kendini temizlemesini hızlandırması açısından faydalı olacağını düşünüyorum.”
Kocaeli Büyükşehir Belediyesince, İzmit Körfezi’nde su yüzeyinden 42 günde 110 ton deniz salyası toplanmış, denizden alınarak çuvallara doldurulan yapışkan madde, bertaraf edilmek üzere İzmit Atık ve Artıkları Arıtma, Yakma ve Değerlendirme AŞ’ye (İZAYDAŞ) gönderilmişti.