TBMM – MELTEM ÖZTÜRK
FETÖ‘nün 15 Temmuz darbe girişimini araştırmak amacıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonu taslak raporunda, “Çok yüzlü, çok kimlikli, son derece değişken pozisyon ve yaklaşım sergileyebilme karakterinde bir yapılanma olduğu bilinerek, kriptolaşma becerilerinin deşifre edilmesi, kimilerinin bugüne değin nasıl başka siyasi anlayışlar ve kimlikler altında bu örgütün içinde yer aldığının ortaya çıkartılması son derece önemlidir.” denildi.
Komisyonun hazırladığı FETÖ’nün yapılanması, amacı ve stratejisinin anlatıldığı taslak raporda, MİT’in komisyona sunduğu cevabi yazıya da yer verildi.
MİT’in cevabi yazısına göre, FETÖ’nün illegal yapılanmasını “illegal yapılanmalar” ve “hususiler (Özel İllegal Yapılanmalar)” olarak ikiye ayrılıyor. Hususiler; polis, asker, MİT ve yargı teşkilatları içerisinde yer alan deşifre olmamış örgüt mensuplarından oluşuyor.
Hususilerin özelliği
Hususilerin özelliği, başında bulunan sorumlu şahsın doğrudan ABD’de Fetullah Gülen ile aynı çiftlikte kalan ve örgüt liderinin sözde özel kalemi olan Cevdet Türkyolu’na bağlı olması. Diğer bir özelliği ise gizlilik kurallarına istihbaratçı mantığıyla kesin bir şekilde uymaları.
MİT’in verdiği bilgiye göre, Hususiler içerisindeki şahıslar, görev yaptıkları yerlerde kendilerini deşifre etmemek adına dünya görüşlerine tamamen zıt bir yaşam tarzı içerisine giriyor. Gülen’in söylemlerinde İslam dininin esas aldığını belirtmesine rağmen gerektiğinde İslam dininin haram kıldığı şeyleri yapıyor, FETÖ’nün legal kurum/kuruluşlarıyla ve buralarda çalışanlarla iletişime geçmekten kaçınıyor.
Cevabi yazıya göre, bu kapsamda FETÖ’nün ”gizlilik”, ”takiyye” ve ”tedbir” prensiplerini en üst seviyede hayata geçiren ve örgüt içinde dahi bilinmeyen, tanınmayan “hususileri”, bir nevi ”örgüt içinde ayrı bir örgüt” olarak tanımlanıyor.
Hususiler, devletin emniyet ve istihbarat gibi en hassas kurumlarında görev yapmaları nedeniyle devletin ilgili kurumlarının kendilerini takip etmeleri halinde hangi imkan ve kabiliyete sahip olduklarını bildikleri için ona göre hareket ediyor, teknolojinin irtibat-muhaberede sağladığı imkanlardan en üst seviyede yararlanıyor.
Hususilerin önde gelen mensupları, 17-25 Aralık 2013 olaylarının ardından, MİT tarafından deşifre edildiklerini anlayarak, Ocak-Şubat 2014 sürecinde Türkiye’yi terk etti.
FETÖ/PDY, hususiler dışındaki illegal yapılanma unsurlarını ülkede tutmasına rağmen, hassas operasyonları yürüten ve örgütün kritik bilgilerine haiz hususileri ivedilikle ülke dışına çıkardı.
MİT’in komisyona verdiği bilgiye göre, Hususiler dışındaki illegal yapılanmalarda ise her bir yerleşim yerinin başına atanmış sorumlu düzeyde bir imam bulunuyor.
Kamu kurum ve kuruluşlarındaki illegal yapılanmalar da bakanlıklara, yerel yönetimlere, üniversitelere ve kamu iktisadi teşebbüslerine sızmış personelden oluşuyor.
Özel sektörde ise hukuk büroları, bilişim şirketleri, muhasebe firmaları gibi stratejik önemi haiz şirketlerin bünyesinde örgütün illegal yapılanması bulunuyor.
Hususiler dışındaki illegaller, FETÖ/PDY’nin Türkiye Mütevellisi altında faaliyet gösteriyor. Bunlar, güvenlik terminolojisinde ”operasyonel hat” olarak tabir edilen ve gizli faaliyetlerin icrasında yararlanılan, başkalarının ya da FETÖ/PDY kontrolündeki bir kurum/kuruluş adına kayıtlı telefonlar kullanıyor, her bir hat için ayrı cihaz temin ediyor, belirli dönemlerde değiştiriyor.
“Dışa başka, içe başka”
Örgütün tabandan tavana tüm yapılanması ve işleyişi, ”daima dışa başka, içe başka” olarak ifade edilebilecek takiyeci ve ikiyüzlü, mahrem ve ketum bir sistem içerisinde azami faydacılık, sınırsız hile, tedbir, gizlilik ve koşulsuz itaat esaslarına dayanıyor.
Örgütün alt birimleri, modüler bir yapıda olup üst katmanlara doğru çıkıldıkça giderek mahremleşen bir hücre tipi örgütlenme modeli uygulanıyor. Hücrelerin deşifre olması halinde örgüt, bütünlüğü bozulmadan devamlılığını koruyabiliyor. Deşifre olan hücre, diğer birimlere zarar vermeden bünyeden atılabiliyor.
“Legal görünümlü illegal yapı”
Taslak raporda, FETÖ için yapılan en isabetli ve doğru tanımlamanın, “legal görünümlü illegal yapı” olduğu ifade ediliyor. Legal görünüm altındaki ”Hizmet Hareketi”, illegal yapı olan FETÖ’nün hem örtücü vitrini, hem de koruyucu kalkanı ve zırhı oluşturuyor.
Rapora göre, örgüte üyelik için kesin bir kıstas yok, bu konuda örgütün ”bizden olanlar ve olmayanlar” ayrımını esas alıyor. Örgütsel aidiyet açısından örgütle ilişkili olanları “mensuplar ve destekleyiciler” olarak ikiye ayrılıyor.
FETÖ, imamlara bağlı emir-komuta silsileleri şeklinde örgütlü. Bir imam, kendisi de üstüne bağlı olan ve birçok zincirin bağlı olduğu alt lider durumunda. İmam, zincir üyelerine talimatı, genellikle haftalık olarak yapılan istişare toplantılarında veriyor. Her bir zincirdeki örgüt üyesi, daha fazlasını ya da daha azını değil sadece verilen talimatın gereğini yerine getiriyor.
Bir bölgeden toplanacak himmet için o ay belli bir miktar belirlenmişse, bu miktarın daha azı toplanamayacağı gibi himmet sadece belirtilen o bölgeden toplanıyor ve izinsiz olarak diğer bölgelere ya da farklı ikame yahut telafi yollarına başvurulamıyor.
17 kişilik kurmay heyet
Raporda, örgüt hiyerarşisi de anlatılıyor. Örgütlenme yedi kattan oluşuyor, kurmay tabaka olan 7. tabaka, Gülen’e doğrudan bağlı olan, atamasını bizzat yaptığı “en seçkin kesim”, 17 kişilik kurmay heyetinden oluşuyor.
Bu tabakalar dışında, örgüte sadece sempati besleyenlerden oluşan alt tabaka yer alıyor. Bu yedi katmanlı yapının en üstünde “Fetullah Hoca Arşı” bulunuyor. Bu makam örgüt mensuplarınca paylaşıma, itiraza, sorgulamaya ya da eleştiriye mutlak surette kapalı.
Dikey piramit yapılanmasının beşinci, altıncı ve yedinci katmanları örgütün yönetici katmanları, altıncı ve yedinci katmandakilerin örgütten kopmalarına kesinlikle izin verilmiyor. Altıncı katmandakiler, Gülen’in bildiği ve takip ettiği hayati hizmetler olarak tanımlanan işleri yapıyor. Beşinci katmanda ise çok nadir de olsa örgütten kopmalar yaşandı.
Örgüt, yapılanmasının deşifre olmaması ve devletin örgüt yapısını çözmekte zorlanması için dikey yapılanmanın dışında hücre tipinde yatay olarak da örgütlü. Hücreler, genellikle en fazla beş kişiden oluşuyor ve bir abiye/ablaya bağlı birimler. Ayrıca her hücre abi veya ablası da bir başka hücrede yer alıyor.
Örgütün genel yapılanması, kainat imamı, kıta (coğrafi bölge) imamları, ülke imamları, eyalet (bölge) imamları, il imamları, küçük il bölge imamları (sadece büyük şehirlerde), ilçe imamları, semt imamları, mahalle imamları, ev imamları olmak üzere hiyerarşik bir şekilde sıralanıyor.
Hayalet yapı
Ayrıca örgüt yapılanması içerisinde, örgüt mensuplarının bile bilmediği, sadece Gülen’in bildiği ve atamasını yaptığı hayalet bir yapı bulunduğu da değerlendiriliyor. Bu hayalet yapının görevi, örgüt içerisinde oto kontrol sistemi ile yapıyı denetlemek ve Gülen’e rapor vermek olarak tanımlanıyor. Hayalet yapı içerisinde talimatlar, kişiye özel olarak veriliyor. Bu hayalet oluşum, örgüt içerisinde çatlak seslerin ve örgütün düzenini bozacak kişilerin tespiti ve örgütten kısa sürede gönderilmesi görevini de yürütüyor. Hayalet yapı bir nevi örgüt sigortası gibi işliyor.
Örgütün her kıtada sorumluları (imamları), her kıta imamının altında sorumlu ülke imamları bulunuyor. FETÖ tarafından darbe girişimi sonrasında,Gülen’in talimatları kapsamında yurt dışında yeniden yapılanma çalışmaları yürütülüyor ve ülke sorumluları/imamları değiştiriliyor.
Her ne kadar örgüt yurt dışında halen yaygın ve güçlü gibi görünse de asıl yapılanma gücü, maddi ve insan kaynağı Türkiye’den sağlanıyor. Örgütün Türkiye’de kripto unsurlarıyla birlikte tamamen bitirilmesiyle, örgütün dünya yapılanması da büyük ölçüde zayıflatılacak.
ABD’den sonra örgütün en fazla okulunun olduğu ülkeler sırasıyla Irak (Irak’ta, IKYY de dahil, biri üniversite olmak üzere 29 okul), Almanya (32 okul), Kazakistan (27 okul), Kırgızistan (24 okul), Afganistan (23 okul), Pakistan (22 okul), Nijerya (bir üniversite olmak üzere 18 okul), Bosna Hersek (15 okul) Arnavutluk (14 okul) ve Kenya (12 okul) . Geri kalan ülkelerdeki okul sayıları 10 ve altında.
Örgütün en önemli birimlerinden olan Tayin Heyeti, 1995’te kuruldu. Bu heyet, bütün Türkiye’deki bölge (eyalet) imamlarının nereye gideceğini belirliyor ve problemlerini dinliyor.
“Kriptolaşma yeteneği”
FETÖ’nün en önemli özelliği, TSK gibi kurumlarda çok daha fazla titizlik gösterilen kriptolaşma yeteneği. Bu yeteneğin ve buna bağlı olarak geliştirilen yöntemlerin sonucunda örgütün üyeleri, zaman zaman Gülen karşıtı olarak bile görünebiliyor.
Taslak raporda, şu değerlendirmelere yer veriliyor:
“Çok yüzlü, çok kimlikli ve son derece değişken pozisyon ve yaklaşım sergileyebilme karakterinde bir yapılanma olduğu bilinerek, kriptolaşma becerilerinin deşifre edilmesi, kimilerinin bugüne değin nasıl başka siyasi anlayışlar ve kimlikler altında bu örgütün içinde yer aldığının ortaya çıkartılması son derece önemlidir. TSK içindeki yapılamanın ayrıca bir şebekesi olduğu ve gizlilik filtrasyonunun çok güçlü tutulduğu, bazı kişilerin eşlerinden bile mahrem tutulan ve esasen Fetullah Gülen ile ilişkilendiremeyecek nitelikte siyasi anlayışlar içinde kimliklendiği bir sistemin kurulmuş olduğu anlaşılmaktadır. Bu örgütün, kadrolarını halkalar şeklinde konumlandırmış olması sayesinde, çeşitli sebeplerle kadrolar deşifre oldukça, ikinci halka kadroların, deşifre olan kadroların yerine geçmesine çalışılmaktadır.”