ANKARA
Fetullahçı Terör Örgütü‘nün (FETÖ) 15 Temmuz’daki darbe girişimi sırasında Kara Havacılık Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 152’si asker, 3’ü sivil 155 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumlarındaki salonda görülen duruşmaya, sanıklar, müştekiler ve taraf avukatları katıldı.
Duruşmada tanık olarak dinlenen Serhat Atınç, dönemin Kara Havacılık Komutanı Hakan Atınç‘ın ağabeyi olduğunu, sanıklardan İdris Feyzi Okan’ı da tanıdığını dile getirdi.
Darbe girişimi gecesi kardeşi Atınç’a ulaşmaya çalıştığını ancak iletişim sağlayamadığını anlatan tanık Atınç, bunun üzerine sanık Okan ile görüşme yaptıklarını kaydetti.
Okan’ın da Hakan Atınç’a ulaşmaya çalıştığını ancak ulaşamadığını kendisine bildirdiğini anlatan Atınç, Okan’ın yapısı gereği FETÖ ile bağlantısı olmadığını düşündüğünü belirtti.
Tanık Mustafa Güneş ise 2013’te Kara Havacılık Komutanlığına atandığını, FETÖ’nün askeri casusluk davalarında şüpheli olarak hakkında soruşturma açıldığından kendisine sanık Okan’ın destek olduğunu dile getirdi.
15 Temmuz 2016 akşamı yaşananların bir darbe girişimi olabileceğini değerlendirdiğini ve eski albay İdris Feyzi Okan ile görüştüğünü aktaran tanık Güneş, gecenin ilerleyen saatlerinde Okan ile Kara Havacılık’a giderek darbecilerin etkisiz hale getirilmesinde rol aldıklarını savundu.
“Siz Türk askeri değil misiniz?”
Tanıkların dinlenilmesinin ardından davanın müştekisi olan Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Metin Gürak‘ın mahkemeye gönderdiği ifadeler okundu.
Buna göre Gürak, 15 Temmuz 2016 günü saat 18.30’da Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın talimatıyla Kara Havacılık Komutanlığı’na gittiğini, burada askeri bir faaliyet olmaması yönündeki talimatları dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Salih Zeki Çolak ile ilettiklerini anlattı.
Gürak, buradan ayrıldıktan sonra görev yerine giderken kendisini arayan dönemin Ankara Valisi Mehmet Kılıçlar’ın Genelkurmay’da çatışmalar olduğunu söylediğini, bunun üzerine Genelkurmay’a yöneldiğini belirtti.
Nizamiye bölgesinde bir süre bekletildikten sonra içeri alındığını aktaran Korgeneral Gürak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bir süre sonra nizamiyeden içeri bir grup Özel Kuvvetler askeri girdi. Ben neler olduğunu sorduğumda ‘Sen kimsin’ dediler. Ben de korgeneral olduğumu, Ankara’nın garnizon komutanı olduğumu söyledim. Bana düşmanca ve küstahça bir tavırla ‘Sen artık garnizon komutanı değilsin.’ dediler. Ben de ‘Ne yapıyorsunuz, siz Türk askeri değil misiniz?” dedim. Daha sonra üzerime çullanıp gözlerimi ve ellerimi bağladılar. Bu esnada uçaklar alçak uçuş yapıyordu. Durumun vehametini bu anda anladım.”
Bu olaydan sonra helikopter ile Akıncı Üssü’ne götürüldüğünü ve rehin tutulduğunu anlatan Gürak, sabah saatlerinde kurtulduğunu dile getirdi.
Müşteki Gürak, sanıklardan şikayetçi olarak davaya müdahillik talebinde bulundu.
Talebin ardından iddia makamının görüşünü alan mahkeme heyeti, “suçtan doğrudan zarar görme ihtimaline binaen” müşteki Gürak’ın müdahillik talebini kabul etti.
Davanın görülmesine yarın devam edilecek.