İSTANBUL
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, Ortaköy‘deki eğlence merkezine yılbaşı gecesi düzenlenen silahlı saldırıya ilişkin hazırlanan iddianamede, saldırgan Abdulkadir Masharipov‘un yakalanması için 7 bin 200 saatlik kamera görüntüsü izlendiği belirtildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Gökalp Kökçü tarafından hazırlanan 90 sayfalık iddianamede, 58’i yabancı olmak üzere aralarında Reina’nın işletmecisi Mehmet Koçarslan’ın da bulunduğu 112 mağdur müşteki bulunuyor.
Saldırının ardından şüphelilerin yakalanması için yapılan çalışmaların detaylarının yer aldığı iddianamede, Zeytinburnu, Küçükçekmece, Sefaköy, Silivri, Pendik ve Esenyurt’ta tespit edilen DEAŞ terör örgütünün “madafa” olarak tabir ettiği, örgütsel amaçlar doğrultusunda kullandığı teröristlerin barındırıldığı 152 adreste arama yaptırıldığı aktarıldı.
Vatandaşlarca yapılan 2 bin 142 ihbarın değerlendirildiği ve 61 DEAŞ şüphelisinin başta İstanbul olmak üzere Kayseri, Konya ve Hatay’da gözaltına alındığı bilgisi verilen iddianamede, operasyon kapsamında 642 yabancı uyruklu kişinin kamu düzeni ve kamu güvenliği açısından tehdit oluşturdukları gerekçesiyle 6458 sayılı kanuna göre sınır dışı edildiği kaydedildi.
İddianamede, saldırıyı gerçekleştirdikten sonra kaçan Masharipov’un yakalanması için 7 bin 200 saatlik kamera görüntüsü izlendiğine işaret edildi.
“Kod adı dışında bilgi bulunmuyordu”
İddianamede, 16 Ocak 2017’de 5 ilçede 15 adrese düzenlenen eş zamanlı operasyonlar sonucu, 1 Ocak 2017 itibarıyla açık kimlik ve eşkal bilgileri bilinmeyen, yurda illegal yollardan giriş yapan “Ebu Muhammed El Horasani” kod ismi dışında hakkında bilgi bulunmayan Masharipov ile DEAŞ mensubu şüpheliler Tene Traore, Dina Ailaa Eid Sayed Ahmed, Aysha Muhammed ve Ali Jameel Muhammed’in, İstanbul Emniyet Müdürlüğü TEM Şube Müdürlüğü ve MİT görevlilerinin olağanüstü çalışma ve gayretleri sonucu yakalandığı anlatıldı.
Açık kimliği bilinmeyen, “Tulpar”, “Haku”, “Mustafa Darsun”, “Ebu Halid”, “Muhammed Abdullah” kod adlı şüphelilerle halen firari olan İlyas Aydın, Yunuscan Türkistanlı, İsa Gül, İslam Atabiev, Yusuf Nasır, Usman Sabirov, Khushnudbek Fazlıdınnov, Ayşa Yamin, Avazbek Adiljanov isimli DEAŞ terör örgütü mensubu şüpheliler hakkındaki soruşturmanın ayrıldığına iddianamede değinildi.
İddianamede, terör saldırısı talimatının Suriye’de çatışma bölgelerinde faaliyet gösteren, DEAŞ’ın üst düzey sorumlularından Rusya vatandaşı “Ebu Cihad” kod adlı İslam Atabiev tarafından, şüpheli Masharipov’a verildiğinin tespit edildiği vurgulandı.
“Ailesine sahip çıkılacak” vaadi
Şüpheli Masharı̇pov’a ait tablette ele geçirilen ve İslam Atabiev tarafından Rusça gönderilen eylem talimatının Türkçe deşifresi, iddianamede şu şekilde yer aldı:
“Öncelikle ben sana burada şifreli olarak, güvenli bir şekilde ses kaydı gönderiyorum. Allah yolunda köpeklere, kafirlere göstermek gerekli, onlar hiçbir yerde güvenli değiller. Onlar düşünmesinler, İstanbul güvenli diye. Bu Türkiye’yi öldürün, dağıtın, gecesini gündüz yapın. Bir kere yapmanın bin kere söylemeden daha iyi olduğunu gösterin. Eğer bizim bundan sonra bağlantımız olmazsa, sen Allah’dan dile bizim cihadımızı, şehadetimizi kabul etsin.”
İddianamede, eylem sonrası Masharı̇pov’un ailesine terör örgütü DEAŞ’ın sahip çıkacağı, bu konuda bir endişesi olmaması gerektiği anlatılarak, eylemden önce kendisi gibi başka bir eylem yapacak biri ile de görüşeceğine dair “Ebu Cihad” kod adlı İslam Atabiev’in sesli anlatımlarının bulunduğu vurgulandı.
Telefon listesindeki numaraların irtibatları
“Muaviye” kod adlı Abdurrauf Sert’in sorumlu olduğu Zeytinburnu ilçesindeki adreste şüpheli Yasser Mahamed Salem Radown’un da terörist olduğu değerlendirilen pasaportsuz 10 kişi ile yakalandığı ifade edilen iddianamede, Radown’un çatışma bölgelerinde DEAŞ bünyesinde “kadı” olarak görev yaptığının tespit edildiğine vurgu yapıldı.
Şüpheli Radown’un da kod adının “Ebu Cihad” olduğunun anlaşıldığı kaydedilen iddianamede, bu şüphelinin üst aramasında çıkan not defterinde çeşitli iller, numaralar ve adreslerin yazılı olduğu, bu defterde yazılı olan bazı numaraların son bir yıldaki irtibatlarında çatışma bölgeleri ile irtibatlı DEAŞ terör örgütü üyelerine ait olduğunun belirlendiği ifade edildi.
İddianamede, söz konusu defterdeki telefon numaraların bazılarının yine son bir yıldaki irtibatlarından terör örgünün sözde üst düzey yöneticisi “Ebubekir” kod adlı İlhami Balı olmak üzere örgütün sorumlularıyla bağlantılı oldukları aktarılarak, listedeki telefon numaralarından birinin çatışma bölgeleri ve DEAŞ’ın intihar saldırısı listesine adını yazdıran kişilerle de bağlantılı olduklarının ortaya çıktığı bildirildi.
Şüpheli Rudown’un makatına gizlediği cep telefonunda birden fazla silah fotoğrafının olduğu anlatılan iddianamede, çatışma bölgelerinde terör faaliyetlerinde bulunan zanlının, Reina saldırısı benzeri ya da canlı bomba eylemi yapabilecek potansiyeli olan DEAŞ mensubu olduğu değerlendirmesi yapıldı.
“Otobüs muavininin dikkati”
Şüphelilerden Omar Asım’ın da terör örgütü DEAŞ’ın aktif mensubu olduğuna yer verilen iddianamede, Asım’ın şüphelilerden Mehmet Ekenler tarafından 15 Aralık 2016’da Konya’dan İstanbul’a giden bir yolcu otobüsüne Bayrampaşa’daki otogarda teslim edilmek üzere emanet eşya verildiği anlatıldı.
İddianamede, yolcu otobüsünün muavini ve şoförünün emanet eşyadan şüphelenerek paketi Afyon’da kontrol etmeleri sonucu makarna paketine sarılı bir adet tabanca buldukları belirtilerek, paketin içinden silah alınarak paketin kapatılması sonrası İstanbul’da alıcıya kadar takip edilmesi ve şüphelilerin yakalanması talimatı verildiği kaydedildi.
Takip sonucunda İstanbul’da otogarda emanet eşyayı almak üzere gelen Uygur asıllı Çin vatandaşları şüpheliler Omar Asım ile Abuliezi Abuduhamiti’nin yakalandığına işaret edilen iddianamede, Asım’ın Masharipov ile aynı hücrede aktif faaliyet yürüttüğü dile getirildi.
İddianamede, şüpheli Marhaba Abduloeva’nın, Reina saldırısının planlayıcılarından “Yusuf” kod İlyas Mamaşaripov’un eşi ve DEAŞ üyesi olduğu belirtilerek, “Reina eylemini gerçekleştiren şüpheli Abdulkadir Masharipov ve ailesi ile eylem tarihine kadar aynı konutta 20 gün birlikte kalmışlardır. 1 Ocak 2017 günü saat 01.30 sıralarında Reina eylemini gerçekleştiren şüphelinin eşine, ‘buralarda kalırsanız zarar görürsünüz’ diyerek konuttan ayrıldığını ifadesinde belirtmiş olup, gerçekleştirilen eylemden bilgisi olduğu anlaşılmaktadır.” ifadelerine yer verildi.
İddianamede ayrıca, şüphelilerin çoğunun yazışmalarında “Telegram” uygulamasıyla birbirleriyle irtibat kurduklarına vurgu yapıldı.
Muhabirler: Murat Paksoy, Murat Kaya, Muhammed Enes Can