BURSA – Miraç Kaya
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fatih Gültekin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, gıda katkı maddelerinin özel ilgi alanı olduğunu, bu konuda birçok çalışması bulunduğunu belirterek katkı maddeleri üzerine 4 kitap yazdığını ifade etti.
Hepsi olmasa da gıda katkı maddelerinin bir kısmının sağlık açısından risk taşıdığını, olabildiğince katkı maddesi içermeyen ve az içeren gıdaların tüketilmesinin önemli olduğunu belirten Gültekin, tüketicilerin bu konuda seçici olmasını istedi.
“Nar ekşisi mi nar ekşili sos mu?”
Gıdaların neredeyse tamamına yakınında katkı maddesi bulunduğunu vurgulayan Gültekin, şöyle devam etti:
“Nar ekşisi mi nar ekşili sos mu? Nar ekşili sos yerine nar ekşisi tercih etmek lazım çünkü katkısızdır. Bunun yanında ketçaplarda, mayonezlerde katkısız olanlar tercih edilmelidir. Zeytin alacaksanız doğal fermente olanları tercih edebilirsiniz. Salamura zeytin alacaksanız içinde sodyum benzoat gibi koruyucular olmayan zeytinleri tercih etmelisiniz. Peynir alacaksanız sadece süt, kültür ve tuzdan oluşan basit peynirler alınmalı.”
Gültekin, sülfitlerin meyve kurularında veya birçok kuru unlu mamulde, bisküvilerde kullanılabildiğini dile getirerek “Bunların alerjik etkileri olabiliyor. Özellikle hassas bünyeye sahip olanlar sülfitlerden uzak durmalıdır. Astımlı hastalar özellikle bunlardan kaçınmalı.” ifadelerini kullandı.
Gıda katkı maddelerinin günlük beslenmenin her anında bulunduğunu aktaran Gültekin, bir kişinin yılda yaklaşık kendi ağırlığı kadar gıda katkı maddesi tükettiğini söyledi.
“Diyabet, obezite için risk oluşturuyor”
Sentetik renklendiricilerden uzak durulmasını öneren Gültekin, şunları kaydetti:
“Bunlara gıda boyası desek de doğal gıda maddelerinden elde edildiği zannedilmesin. Bunlar sentetik maddelerdir. Yani badana boyası gibi bir şey düşünebilirsiniz. Bazı gıda boyaları hakikaten doğal kaynaklardan elde edilmektedir ama sentetik olanlar böyle değil. Bunların birçok yan etkileri var. Alerji oluşturabiliyor, hiperaktiviteyi artırabiliyor, migren ağrılarını tetikleyebiliyor. DNA’ya zarar verme riski olanlar var. Davranışları etkileyebiliyor. Sentetik tatlandırıcıları örnek verebiliriz. Bunların bazıları migren ağrılarını tetikleyebiliyor. Örneğin sakızlarda, diyet gazlı içeceklerde sentetik tatlandırıcılar kullanılıyor. Bunlar baş ağrılarını tetikleyebiliyor, bağırsak florasına zarar veriyor. Sonuçta da diyabet, obezite için risk oluşturuyor, kan şekerimizi yükseltiyor.”