Tarihi Gelibolu Yarımadası sakinleri, köylerinin sınırlarında 4 bin 49 hektar ormanlık alanın zarar gördüğü yangından 26 yıl sonra dün benzer bir paniği yaşadı.
Çanakkale’nin Gelibolu ilçesi Ilgardere ile Eceabat ilçesi Yalova köylerinin yakınında başlayan yangına havadan ve karadan çok sayıda ekiple müdahale edildi.
Saatteki hızı 70 kilometreye ulaşan rüzgarın da etkisiyle kısa sürede büyüyen yangın bölgede büyük paniğe neden oldu.
Kuvvetli rüzgarın etkisiyle bir süre Yalova köyünü tehdit eden yangın nedeniyle köyün boşaltılması planlandı. Ekiplerin cansiparane mücadelesi ile önü kesilen alevler yaşam alanlarının dışına kaydırıldı. Bu sayede Yalova köyü halkı rahat bir nefes alıp evlerinde kalmaya devam etti.
Çanakkale Orman Bölge Müdürlüğü ile çevre il ve ilçelerden gelen takviye ekiplerin desteğiyle kontrol altına alınmaya çalışılan yangına havadan müdahaleye akşam ara verildi. Saat 05.15’te yeniden başlayan havadan müdahale ile bölgedeki yangın 20 saat sonra kontrol altına alındı.
Müdahale operasyonunu Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin koordine ettiği yangın, ilk belirlemelere göre 450 hektarlık alanda etkili oldu.
Bölgedeki soğutma çalışmaları havadan ve karadan sürdürülüyor.
Gelibolu Yarımadası’nda 1994 yılının temmuz ayında çıkan orman yangını, 4 bin 49 hektar alanda zarara yol açmıştı. Yangında, dönemin Çanakkale Orman Bölge Müdürü Talat Göktepe şehit olmuştu. Bölgede dün çıkan yangın, yarımadanın orta ve üzeri yaşlardaki sakinlerine 26 yıl öncesini hatırlattı.
“İnşallah bir daha böyle bir yangın yaşamayız”
Yarımada sakinlerinden Soner Oran, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1994’teki yangın sırasında 14 yaşında olduğunu söyledi.
İki yangının benzerlik taşıdığını belirten Oran, “O zaman da büyük bir korku yaşamıştık. Gençtik, çocuktuk ama yangın çok büyüktü. Dünkü yangın bir ara o büyük yangına benzeyecek gibi oldu. Bir süre köyün yakınına kadar geldi, poyraz esince köyü tehdit etti. 26 yıl önceki korku dün bizde yine vardı.” dedi.
Oran, köylerinin alevlerden uzak kalmasına sevindiklerini ifade etti.
Ekiplerin yerinde ve zamanında müdahalesiyle köyün yanmaktan kurtulduğunu vurgulayan Oran, “Orman ve tarım arazilerinde zarar var. İnşallah bir daha böyle bir yangın yaşamayız.” diye konuştu.
“Cam atmasınlar, sigara atmasınlar; yangını bunlar çıkarıyor”
Yalova köyü sakinlerinden Nurten Kayalar da 100 dönüm ekili arazilerinin yangından zarar gördüğünü aktardı.
Yangın başladığı andan itibaren çok büyük korku hissettiklerini ve üzüldüklerini dile getiren Kayalar, şöyle devam etti:
“Çok büyük bir yangın oldu dün. 1994’te de çok büyüktü. Orman şefimiz şehit olmuştu. Çok üzülmüştük. O yangın aynı buna benziyordu. Şu anda yüreğimiz yanıyor, içimiz yanıyor. Ben dün bütün gün ağladım. 26 yıl önce de ağlamıştım, yine ağladım. Bizim buralar bir cennet. Biz bu yangınlar olmasın istiyoruz. Cam atmasınlar, sigara atmasınlar; yangını bunlar çıkarıyor. Yeter yanmasın artık yurdumuz. Bizim de 100 dönüm ekinimiz yandı. Dün ağlamaktan başka bir şey gelmedi elimizden. Yetkililer gelip gerekli yardımların yapılacağını, zararımızın karşılanacağını söylediler. Allah devletimizden razı olsun.”
“Aynı acı şeyler gözümüzde canlandı”
Şükrü Engin ise yangının adeta yürekleri ağızlara getirdiğini belirtti.
Yine bir temmuz ayında yaşadıkları 1994’teki yangını çok net anımsadığını ifade eden Engin, “Alevler bizim köyden görünmüştü. Kapının önünde yangın gelecek diye korkuyla beklemiştik. Çok acıydı. Aynı acı şeyler gözümüzde canlandı. Allah tekrar yaşatmasın.” dedi.
Halil Çetin, yangına çok üzüldüklerini ancak daha acı görüntüler oluşmadan alevlerin kontrol altına alınmasına sevindiklerini dile getirdi.