Türkiye’de yaşayan uluslararası misafirler, kendi ülkeleriyle kıyaslama yaparak Türkiye’nin sağlık sisteminin gücünü ve yetkinliğini anlattı.
Türkiye’de uygulanan Kovid-19 aşısı dozu 42 milyonu aşarken Türkiye’de yaşayan uluslararası misafirler, Kovid-19 aşılama sürecindeki deneyimlerini ve Türk sağlık sisteminden memnuniyetlerini Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığınca hazırlanan videoda anlattı.
“Bu Topraklara Aşık” başlıklı seride Balıkesir, İzmir, Muğla ve Antalya’ya yerleşen ve uzun süredir bu bölgelerde yaşayan İtalyan, Alman, İngiliz ve Yunan vatandaşları, kendi ülkeleriyle Türkiye’nin sağlık sistemini karşılaştırdı, Türk sağlık sistemine duydukları hayranlığı dile getirdi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, videoyu sosyal medya hesabından “Koronavirüs ile mücadelede dünyaya örnek olacak bir gayretle işlerini yapan başta sağlık çalışanlarımız olmak üzere tüm kamu görevlilerimize minnettarız.” ifadeleriyle paylaştı.
“Kendimizi burada Almanya’dan daha güvende hissediyoruz”
Almanya’dan gelen ve Antalya’da yaşayan Marion Füller ve Michael Wigant, film serisinde görüşlerine yer verilen isimlerden ikisi oldu.
Wigant, Türk toplumunun salgın tedbirleri konusunda çok özenli davrandığını, mesafenin korunduğunu, her yerde maske takıldığını belirterek, şunları söyledi:
“Yakında durumun düzelmesini umuyoruz. Burada hükümet tarafından kapanma döneminde yapılan şeyler Almanya’da yapılanlardan daha iyi. Burada yaşlı insanlara, alışverişe gidemeyecek durumda olan insanlara bakılıyor, tıbbi destek daha iyi. Almanya’dan farklı olarak aşılama yaşa bağlı olarak daha iyi yapılıyor. Kendimizi burada Almanya’dan daha güvende hissediyoruz. Bu da sadece 14 günlüğüne bile olsa Almanya’ya gitmemiş olmamızın ve burada kalmamızın nedenlerinden biri. Yakın zamanda da Almanya’yı ziyaret etmeyeceğiz.”
Wigant, Türkiye’deki sağlık sisteminin olumlu taraflarına ilişkin örnek verirken “Almanya’da röntgen için iki ay bekliyorum, burada ise 20 dakika. Neden buradaki sistem daha iyi, Almanya’da durum neden bu kadar kritik bilmiyorum fakat bana göre Türkiye’deki sağlık sistemi Almanya’dakinden iyi.” ifadelerini kullandı.
Kovid-19 aşısını Türkiye’de yaptırdıklarını belirten Marion Füller de aşıdan dolayı bir sorun yaşamadığını anlattı.
Füller, “Buradaki sağlık sistemi Almanya’dakinden daha iyi. Almanya’da bana KOAH teşhisi konmuştu fakat bunun arkasında astım ve alerji gibi iki rahatsızlığın daha olduğunu Türkiye’deki aile hekimim buldu. Burada yoğun bakım yatak sayısının hep yeterli olduğunu duyuyoruz. Almanya’da ise sağlık sistemi çöktü.” diye konuştu.
Kendisini burada çok iyi hissettiğini dile getiren Füller, Almanya’ya dönmek istemediğini ve burada mutlu olduğunu kaydetti.
“Her şey mükemmel şekilde tamamlandı”
Yunanistan’dan Balıkesir’e gelen Yiannis Yiatilis de Türkiye’deki Kovid-19 aşılama programının çok başarılı olduğunu belirtti.
Yaş sırası geldiğinde internet ortamından çok kolay randevu aldığını ifade eden Yiatilis, “Günüm geldiğinde hastaneye gittik ve her şey mükemmel şekilde tamamlandı. Bizim için bekliyorlardı. Her şey temiz ve güzeldi, 2 dakika bile bekletilmedik. Her şey hızlı ve başarılı şekilde halledildi. Doğrusunu söylemek gerekirse bu konuda çok mutluyum.” dedi.
Belli sebeplerden dolayı Türk hastanelerinde birkaç defa bulunduğunu ve olumlu tecrübeler yaşadığını dile getiren Yiatilis, “Bence doktorlar ve personel çok çok iyi eğitilmiş. Devlet hastanelerindeki yoğunluğa rağmen her şey çok net ve temiz. Ayrıca herkesi bilgilendiriyorlar ki bu da Avrupa standartlarında çok nadirdir. Çok verimli bir çalışma. Açıkçası çok sevdim ve bence insanlara saygılı olmak yüksek seviyede bir medeniyeti gösteriyor.” diye konuştu.
Türkiye’de kendisini yeterince güvende hissettiğini söyleyen Yiatilis, “Bir Yunan vatandaşı olarak Türkiye’deyken kendimi evimde gibi hissediyorum. Herkes bana dostça davranıyor. Yunan olduğumu söylediğimde bir gülümseme ve dostça bir yüz görüyorum, burada olmayı seviyorum.” ifadelerini kullandı.
“Süreç mükemmel işledi”
İtalya’dan İzmir’e gelen Carlo Brivio da aşı olmak için İtalya’ya dönüp dönmemeyi düşündüğünü, bunu arkadaşlarıyla konuştuğunu ancak ülkesinde aşı durumunun belirsiz olduğunu anlattı.
Eşinin Türkiye’de, köydeki doktoru aşıyla ilgili bir şey sormak için aradığını ve doktorun kendilerini aşı olmaya davet ettiğini aktaran Brivio, şunları kaydetti:
“Buna inanamadım. Sonrasında eşim gittiği anda kayda alındı ve aşısı yapıldı. Ben de sonraki hafta için aşı randevusu aldım. Üç hafta sonrasında da ikinci aşılarımızı olduk. Hiçbir sorun yaşamadık. Randevulara ne zaman gidilecek, nereye gidilecek, her şey telefondaki bir uygulama yoluyla onaylandı. Süreç mükemmel işledi. Aşılama sonrasında önce onu, sonra da beni aradılar. İyi olup olmadığımızı, bir problem yaşayıp yaşamadığımızı sordular. Dediğim gibi buna inanamadım. Bu yaşadıklarımı İtalya’daki arkadaşlarıma anlattığımda hala aşı olmadıklarını öğrendim. Sadece İtalya için demiyorum, ABD’de de Belçika’da da yaşadım. Bu yüzden bu ülkelerdeki durumlar hakkında da bilgim var. Türkiye’de son 15 yılda yaşanan bu değişime hala hayret ediyorum.”
“Birçok ülkeden avantajlıydık”
Birleşik Krallık’tan Muğla’ya gelen İngiliz vatandaşları Tudor Hughes ve Barbara Hughes da Türkiye’deki aşı deneyimini anlattı.
Tudor Hughes, Türkiye’nin tartışmasız yaşanabilecek en güzel yerlerden olduğunu söyledi.
Kovid-19 aşılama sürecinin çok kolay olduğunu ve telefondaki uygulamayla randevu alabildiğini belirten Hughes, “Kullanması gerçekten çok kolay. Size aşı olabileceğiniz uygun günler gösteriyor, birini seçiyorsunuz ve size aldığınız randevu gününün onayı bilgisi geliyor. Hatta randevudan bir gün önce de ‘Lütfen gelmeyi unutmayın’ diye bilgi mesajı geliyor.” dedi.
Aşının hastanede yapıldığını dile getiren Hughes, “Öyle büyük bir sıra yoktu. Sıramız geldi ve 5 dakika içinde aşımızı olduk. 15-20 dakika kadar yan etki göstermeyeceğinden emin olmak için beklememiz gerekti, daha sonra gitmekte özgürdük.” diye konuştu.
Türkiye’deki sağlık sistemini öven Hughes, şunları söyledi:
“Türkiye’nin sağlık sistemine duacı olduğumu söylemekten başka bir şey diyemem. Birleşik Krallık’tan daha farklı. Bizim ülkemizde polikliniklerimiz yok. Eğer bir probleminiz varsa yapmanız gereken ilk şey genel pratisyeni aramaktır. Sonrasında ne yapmanız gerektiğine karar verilir. Sonra da bir uzmana gitmek için randevu alırsınız, beklemek zorunda kalırsınız. Kan testi vermeniz gerekse bile yine doktor beklersiniz. Kısacası her şey zaman alır. Burada ise poliklinikler var. Tüm testlerinizi yapıyorlar, günün sonunda durumunuzun ne olduğuna dair bilgi sahibi olabiliyorsunuz. Benim için harika bir sistem.”
Barbara Hughes da “Sadece biz değil, burada bizim yaş grubumuzdaki herkes aşısını oldu. Dürüstçe söylemek gerekirse birçok ülkeden avantajlıydık. Erkek kardeşim İspanya’da yaşıyor, hala bekliyor. Teyzem 80 yaşında ve Güney Afrika’da hala bekliyor. Evet, burası çok daha verimli.” ifadelerini kullandı.