ANKARA
Fetullahçı Terör Örgütü‘nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi esnasında Genelkurmay Karargahı’nda yaşanan eylemlere ilişkin, aralarında sözde Yurtta Sulh Konseyi üyelerinin de yer aldığı 221 kişinin yargılandığı davanın görülmesine devam edildi.
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’ndeki duruşma salonunda görülen duruşmanın bugünkü celsesinde, sanıklardan eski 28. Mekanize Piyade Tugayı İkinci Tabur Komutanı Kurmay Yarbay Ertuğrul Terzi, savunmasını yaptı.
Yurtta Sulh Konseyi üyeliğini reddeden Terzi, iddianamedeki suçlamalara dayanak olarak sadece İstanbul’da ifade veren Yarbay Murat Yanık’ın sözlerinin bulunduğunu kaydetti.
Terzi, Yurtta Sulh Konseyi üyesi olduğu iddia edilen 38 kişiden sadece birini tanıdığını, diğerleriyle hiçbir dönem tanışmadığını, görüşmediğini iddia etti.
Sanık Terzi’nin savunmasının ardından Mahkeme Başkanı Oğuz Dik, Terzi’nin savcılık ve emniyetteki ifadelerini okudu.
Savcılıktaki ifadesinde “Genelkurmay Başkanlığında terör saldırısı olduğu gerekçesiyle desteğe gittiklerini” söylediğini anımsatan Hakim Dik, “Sizin güvenlik göreviniz var mı?” diye sordu. Sanık Terzi, “Taburumun kolluk güçlerini destekleme yetkisi var. Ankara’da 3 ilçede müdahale yetkim var.” yanıtını verdi.
“Türkiyem” grubu sorusu
Mahkeme Başkanı Dik’in, 15 Temmuz’da “Türkiyem” adlı WhatsApp grubundan “Zırhlı araçların üzerine vatandaşın çıkmasına izin vermeyin. Çıkanı vurun, indirin.” mesajı yazıp yazmadığı sorusuna da sanık Terzi, WhatsApp grubunu kendisinin kurduğunu ancak 15 Temmuz günü hiçbir mesaj yazmadığını, sadece yazılanları okuduğunu savundu.
Odasında yapılan aramada Ankara şehir haritası, “Çakırsöğüt 4 tabur, bin asker” ibareli not ve sıkıyönetim atama kararlarının çıktığının belirtilmesi üzerine de Terzi, Çakırsöğüt’e hiç gitmediğini, bölgeyi bilmediğini, yazılı notun kriminal incelemesi yapılarak yazının kendisine ait olup olmadığını tespitini talep etti.
Terzi’nin avukatı da müvekkilinin isnat edilen Yurtta Sulh Konseyi üyeliğine dair somut delil bulunmadığını, müvekkilinin bu suçtan beraatine ve tahliyesine karar verilmesi gerektiğini savundu.
Müşteki avukatlarından Muammer Cemaloğlu da “Zırhlı araçlarla saat kaç gibi Akköprü’ye vardınız? İl Emniyet Müdürlüğüne saldırı olduğunu görmediniz mi? Amacınız polise destek vermekse polise ait merkeze saldırı olduğunu görüp, neden polise destek vermediniz? Jandarma Genel Komutanlığının önünde sivil vatandaşlara saldırı olduğunu görmediniz mi? Emniyet güçlerine neden destek vermediniz?” diye sordu.
Sanık Terzi, bu sorulara, “Gece 12’den sonra Akköprü’ye yaklaştık ama Emniyet Müdürlüğü’nü görmedim. Zırlı araç içinde camlar kapalıydı. Jandarma Genel Komutanlığı önünde de mahşeri bir kalabalık vardı, silah sesleri geliyordu. Elimde silah vardı, bana silahı bırak dediler, silahı aracın üstüne bıraktım ve elimi kaldırdım. Sonra silahımı tekrar aldım ve havaya ateş ettim, halk uzaklaştı.” yanıtını verdi.
Terzi, Mahkeme Başkanı Dik’in “Darbeyi davanın bir numaralı sanığı Fetullah Gülen’in yaptığını düşünüyor musunuz?” sorusuna da “Onu bilemiyorum.” yanıtını verdi.
Başbakanlık avukatı Süleyman Ayhan’ın, “Emri kimden almıştınız?” sorusuna da Terzi, “Savaş Kavak’tan, telefonla aldım. ‘Terör, çatışma var’ denildi. Onun için gidiyorduk. Emniyet Müdürlüğünü geçemedik, bu tarafta kaldık.” dedi.
“Halk diyoruz ama kimler olduğu belli değil”
Mahkeme Başkanı Oğuz Dik’in, “Halk niye ateş etsin?” sorusunun ardından Terzi, “Şu anda halk diyoruz ama ben oraya vardığımda kimler olduğu belli değil. Bana verilen bir görev, gittiğim göreve uygun bir ortam var. Ne olduğunu bilmiyorsunuz.” diye konuştu.
Avukat İbrahim Kayıkçı’nın “16-17 yaşında bir genci vurduğunuz şeklinde bir ifade var. Silah kullandınız mı?” sorusuna, “Hayır, kimseye ateş etmedim.” yanıtını veren Terzi, sanıklardan Mustafa Çiçek’in, silahlı kuvvetlerdeki sistemden, “darbe girişimi olduğuna dair bir mesaj alıp almadığı” yönündeki soru üzerine de böyle bir mesajın cep telefonuna gelmediğini söyledi.
Bunun üzerine bir müşteki avukatı, “Sayın Genelkurmay Başkanının yaverinin dahi darbeci olduğu bir ortamda bu sistemi kullananların darbeci olmadığını nereden biliyoruz?” dedi.
Terzi’nin çapraz sorgusunun tamamlanmasının ardından duruşma sona erdi. Davaya yarın sabah devam edilecek.
“Sayın kelimesini geri alıyorum”
Bu arada , çapraz sorgusu sırasında soru soran Başbakanlık avukatı Süleyman Ayhan, sorusuna, “Sayın Terzi” diyerek başladı. Ayhan, hemen ardından, “(Sayın) kelimesini geri alıyorum” dedi.
Davada yarın, olay tarihinde albay rütbesiyle Özel Kuvvetler Komutanlığında görevli olan Fırat Alakuş’un savunması alınacak. Kalan süreye göre Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a suikast ekibini yöneten ve olay tarihinde tuğgeneral olan Gökhan Şahin Sönmezateş, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ile diğer komutanları Akıncı Üssü’ne götüren helikopterin pilotlarından eski yarbay Halil Gül ile olay tarihinde korgeneral rütbesiyle Genelkurmay Personel Başkanlığı yapan İlhan Talu’nun savunmalarına geçilecek.