ANKARA – SELMA KASAP
SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü Nebi Miş, geçmişe göre azalsa da hala farklı üniversitelerde terör örgütleri ve radikal grupların kendilerine eleman kazanmak için farklı öğrenci dernekleri ve yapılanmaları üzerinde faaliyette olduğunun görüldüğünü belirterek, “Bu yapılanmaların öğrencilerin radikalleşmesine ve terör faaliyetlerine alan açması söz konusu olduğunda önlem alınması gerekiyor.” dedi.
Miş, AA muhabirine, Boğaziçi Üniversitesinde, Afrin’de gerçekleştirilen Zeytin Dalı Harekatı’nda şehit olanlar için anma etkinliği yapan gençlere yönelik saldırıya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Üniversite ve gençlik konusunun “radikalleşme” boyutunda da tartışılması gerektiğine işaret eden Miş, “Meseleyi sadece bu olay merkezinde ve Türkiye üzerinden değil, çok boyutlu ele almak gerekiyor.” dedi.
Geçmişte bazı üniversitelerin “kurtarılmış üniversite” şeklinde radikal düşüncelerin yeşerdiği yerler olarak görüldüğünü ifade eden Miş, Türkiye’de genel anlamda üniversitelerde radikalleşme hareketlerinin azaldığını dile getirdi.
Miş, hala belirli üniversitelerin özellikle kendi düşüncesinden olmayan gruplara karşı baskıcı tutum içinde olduklarını belirterek, “Dolayısıyla geçmişe göre azalsa da hala farklı üniversitelerde, terör örgütleri ve radikal grupların kendilerine eleman kazanmak için farklı öğrenci dernekleri ve yapılanmaları üzerinde faaliyette olduğu görülüyor.” diye konuştu.
Üniversitelerde öğrenci faaliyetlerinin yürütülmesinin doğal olduğunu vurgulayan Miş, “Üniversitede farklı ideolojideki öğrencilerin kulüpleri, dernekleri var ancak üniversitelerde bu yapılanmaların öğrencilerin radikalleşmesine ve terör faaliyetlerine alan açması söz konusu olduğunda önlem alınması gerekiyor. Türkiye’de üniversitelerin yüzde 90’ında bir sorun yok ama bazı üniversitelerde bu sorunun yaşandığı görülüyor. ‘Üniversitelerin tamamında kriz var, tamamı radikalleşiyor.’ demek de doğru değil.” ifadelerini kullandı.
“Dünyada da üniversitelerde terörün önüne geçilmesi için çalışma yürütülüyor”
“Terör örgütleri, radikal gruplar, en kolay şekilde üniversitelerde ağlar üzerinden örgütlenirler ve bunun üzerinden kendilerine insan kaynağı sağlarlar.” diyen Miş, şunları kaydetti:
“Dünyada da bazı terör gruplarının, yapılanmalarında insan kaynağını üniversiteler üzerinden sağladığı ve bunun üzerinden bir şekilde hedeflerini gerçekleştirdiği bilinir. Bu nedenle dünyada da ‘üniversiteler-gençlik-radikalleşme ve terör faaliyetlerine katılma’ üzerine araştırmalar yapılıyor.”
Başka ülkelerin de üniversitelerde radikalleşme ve terör faaliyetlerinin önüne geçilmesi için çalışmalar yürüttüğüne işaret eden Miş, “PKK başta olmak üzere diğer terör örgütlerinin geçmişte Türkiye’deki üniversitelerde yapılandıklarını ve üniversitelerden örgüte insan kazandırma faaliyetleri yürüttüklerini biliyoruz. Hedef olarak da ailesinin yanından ayrılmış, başka illerde belirli bir boşluk içine düşmüş gençleri seçtiklerini, ideolojik bir doktrin vererek, radikalleştirerek onları terör örgütlerine kattıklarını biliyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’de 2016’daki terör eylemlerini gerçekleştirenler arasında üniversite öğrencilerinin de bulunduğuna dikkati çeken Miş, sözlerini şöyle tamamladı:
“Boğaziçi Üniversitesinde Afrin şehitleri için lokum dağıtan öğrencilere karşı saldırı yapan gruplar, aslında öğrenci kimliği üzerinden kendi fikirlerini açıklamamışlardır, başka bir fikrin aktarılması için orayı terörize etmişlerdir. Olaya böyle bakmak gerekiyor. Yani bu fikir özgürlüğü ya da eleştirel görüş meselesi değildir.
Boğaziçi Üniversitesindeki olay, Afrin’e yönelik destek veren öğrencilerin fikirlerini bastırmaya yönelik bir terör girişimidir. Dolayısıyla üniversitelerde terörize faaliyetlerin engellenmesi ve gençlerin burada radikalleşmesinin önlenmesine ilişkin adım atılması normaldir, dünyada da bu böyledir.”