Türkiye’de bir üniversiteye bağlı kurulan ilk kadın araştırma merkezi olan Ekonomik ve Sosyal Alanda Kadın Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (ESKAR), var olan kadın çalışmalarını toplum geneline yaymak, kadınlar ve sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği yapmak, kamu ve özel sektör ile halk arasında köprü vazifesi görmek amacıyla çeşitli akademik ve bilimsel faaliyetler ile sosyal sorumluluk projeleri yürütüyor.
Kadınların sorunlarına ve bunların çözümlerine dair çalışmalar yürüten merkez, yurt içi ve yurt dışındaki projeleri de yakından takip ederek, kadına şiddet konusunun yanı sıra kadınların istihdamı, iş hayatında yaşadıkları problemler ile iş-yaşam dengeleri gibi birçok başlıkta nitel araştırma ve sosyal bilimlerde veri analizi yöntemlerini kullanarak bilimsel araştırmalara imza atıyor.
Kadınların iş dünyasında tutunmaları için finansal ve dijital okuryazarlık bilmeleri önem taşıyor
ESKAR Genel Müdürü Prof. Dr. Fatma Ayanoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkleri ve Türk kadınlarını “girişimci” olarak tanımlarken, her yıl birçok kadının istihdama dahil olduğunu dile getirdi.
Kadınlar tarafından kurulan 100 işletmeden 87’sinin bir yıl, yarısının da 5 yıl sektörde tutunabildiğini aktaran Ayanoğlu, kadınların iş dünyasında neden tutunamadıklarına dair Türkiye’deki tezleri incelediklerini, farklı bölgelerdeki kadın girişimcilerle konuştuklarını belirtti.
Ayanoğlu, bu doğrultuda ticaret odalarına kayıtlı 280 kadın girişimcinin katılımıyla yaptıkları “Kadın Girişimcilerin Yaşadığı Sorunlar Araştırması”nda elde ettikleri sonuçları şöyle aktardı:
“Bunların birincisi finansal okuryazarlık. Çünkü para kazanıyor olsalar bile gelir-gider dengesini yönetmeyi, nakit akışını bilmediklerinde birtakım sorunlar yaşanıyor. Nasıl büyüyeceğini de bilemiyor. En üzücü şey tam verim alınacağı dönemde birden bire zararla kapatmak zorunda kalmaları. Büyürken hem eleman artırmak hem mevcut işletmelerini büyütmek zorundalar. Kira, vergiler gibi sorunlarla da karşılaşıyorlar. Hükümetin finansal okuryazarlık hakkında destekleri bulunuyor ama araştırmada birçok kadının bundan haberdar olmadığını gördük.”
Araştırmada, kadınların inovatif ürünler ürettiklerinin ancak onları satarken ya da pazara açılırken markalaşamadıklarının gözlemlendiğini anlatan Ayanoğlu, Ticaret Bakanlığının da bu eksikliği görerek kadınlara markalaşma ve pazarda tutunma gibi konularda eğitim ve destek verdiğini ifade etti.
Prof. Dr. Ayanoğlu, çalışmanın bir diğer sonucunun dijital okuryazarlık ile ilgili olduğunu belirterek, “Kadınların dijital mecralarda çok çabuk tutunduklarını görüyoruz. Ama e-ticaret konusunda biraz daha bilgilendirilmeleri ve cesaretlendirilmeleri gerekiyor. Türkiye’nin batısı ve doğusu arasında farklılıklar var. Özellikle aile ve toplum baskısı gibi nedenlerden dolayı kadınların tek başına iş kurması, mağaza sahibi olması, akşam iş yerinden çıkması gibi durumlar onları zor durumda bırakıyor. O yüzden, iş hayatına atılsalar bile bir süre sonra bırakmak durumunda kalıyorlar. Örneğin; sermaye yetersizliği, nasıl başlayacağını bilememek gibi sebepler de var. Birçok kadın start-up nasıl büyüyeceğini, ürününü nasıl değerlendireceğini bilmiyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Avrupa’daki ve dünyanın farklı ülkelerindeki araştırmalara bakıldığında, Türkiye’nin kadın istihdamı ve kadın girişimciler konusunda dünyanın gerisinde olmadığını söyleyen Ayanoğlu, özellikle salgın sürecinde Türk kadınlarının küresel yatırımlar aldığından bahsetti.
Evden çalışma kolaylığı sağladığı için e-ticareti tercih ediyorlar
Prof. Dr. Fatma Ayanoğlu, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine işaret ederek, “Kadınların pandemide, özellikle dijital mecralarda gerek girişimci sayılarında gerek yaptıkları faaliyetlerde yüzde 2 oranında artış olduğu görüldü.” dedi.
Bu veriden hareketle ESKAR’ın, salgın sürecinde Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi’ne bağlı 145 girişimcinin katılımıyla “e-ticaret ve Bilişimde Çalışan Kadınlar Araştırması”nı gerçekleştirdiğini belirten Ayanoğlu, elde ettikleri sonuçlara ilişkin şöyle konuştu:
“Kadın girişimciler özellikle salgında dijital mecraları iyi kullanabiliyorlar. Evden yemek ve el işi yapıp satma gibi konular olsa bile kadın kooperatifler bir araya geliyor. Kooperatifler artık çok daha bilinçli ve uluslararası standartlarda üretim yapıyor. Türkiye’de 100’ü geçen kooperatifimiz var. Dijital alanda da birleşip, aynı başarıyı sürdürdüler. Pandemi öncesinde yaptığımız araştırmada da kadın girişimcilerin en çok e-ticaret sektörünü tercih ettiğini görmüştük. Bunun kadınlar için avantaj olan birtakım sebepleri var. Evden çalışma kolaylığı, işe gitmeme, yolda vakit harcamama ya da farklı coğrafi bölgelere ulaşma zorluğunu ortadan kaldırıyor. Kadın evde hem çalışıyor hem çocuklarına bakabiliyor. Dijital dünyanın kadınlara getirdiği bu avantajlar var. Kadınlar da bunu, evdeki sorumlulukları artsa da güzel şekilde kullandılar. Özellikle de 25-35 yaş aralığındaki kadınların dijital mecralarda yoğun şekilde çalıştığını görmekteyiz. Çünkü yaş aralığı düştükçe, dijital çağda doğanlar, bu mecrayı çok daha rahat kullanıyorlar.”
Analitik düşünme becerileri e-ticarette başarılı olmalarını sağlıyor
Ayanoğlu, çalışan annelere verilen süt izni gibi imkanların ev koşullarına göre de düzenlenmesi, ayrıca internet satın alma gücü olmayan, teknolojik altyapının olmadığı bölgelerde yaşayan kadınlar için birtakım çalışmalar yapılması gerektiğini söyledi.
Uzaktan çalışma devam ederse kadınların dijital mecrada çok daha başarılı olacağına dair bilimsel veriler bulunduğuna işaret eden Ayanoğlu, şöyle konuştu:
“Araştırmalar, daha analitik düşünmeleri, detaycı olmaları, hataları hızlı ayıklayabilmeleri, geniş bakış açıları gibi özellikleri dolayısıyla dijital ve teknoloji yoğunluğu olan şirketlerde kadınların daha çok tercih edildiğini ve bu alanlarda performanslarının çok yüksek olduğunu ortaya koyuyor. Bundan dolayı sadece ülkemizde değil, dünyada da şirketler ve hükümet politikaları kadın istihdamını artırmaya yönelik çalışmalar yapıyor. Ayrıca, kadınlar e-ticaret yaparken daha sabırlılar. Rekabet koşulları içerisinde daha detaycı olmaları ve analitik düşünme becerileri onlara başarı sağlıyor.”
Prof. Dr. Fatma Ayanoğlu, Kovid-19 salgını sürecinde farklı sektörlere yönelik yapılan analizleri içeren, kendisinin de editörlüğünü üstlendiği “İş Yaşamında Kadın” adlı kitapta, “İş dünyasından değerlendirmeler”, “Sıra dışı sektörlerde kadın dostu şirketler” ve “İş yaşamı ve kadın” başlıklarında üç bölüm bulunduğunu belirterek, kitabın Türkiye’ye ve okuyucuya faydalı olması temennisinde bulundu.