Antalya‘daki Termessos Antik Kenti‘nde yetişen ve antik dönemde lahitlerin üzerine de işlenen “Termessos çiğdemi“, bilim insanlarının çalışmalarıyla korunacak.
Döşemealtı ilçesi yakınlarında yer alan ve güçlü savunmasıyla Büyük İskender’in fethedemediği şehir olarak tarihe adını yazdıran Termessos Antik Kenti, sonbaharda açan çiğdemlerle bambaşka bir görüntüye kavuştu.
Turistlerin de ilgisini çeken ve “Termessos çiğdemi” olarak bilinen “colchicum baytopiorum”un korunup gelecek nesillere aktarılması için Akdeniz Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi, Antalya Orkidelerini ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Derneği (ANTOK) Başkanı Doç. Dr. İsmail Gökhan Deniz başkanlığındaki 9 kişilik ekip çalışma gerçekleştiriyor.
AB’nin fonlarıyla desteklenen ve Sivil Toplum Diyaloğu kapsamında yürütülen “Apollo’dan Athena’ya Antik Kentler, Endemik Çiçekler Projesi” kapsamında çalışmaları sürdüren ekip, dünyada sadece Türkiye’deki 5 antik kentinde yayılış gösteren lokal endemik bitki türlerini inceliyor.
Menekşemsi ve mavimsi renkleriyle sonbaharın süsü, Termessos Antik Kenti’nin simgesi olarak nitelendirilen “Termessos çiğdemini” korumak için de hummalı çalışma yapılıyor. Bitki türlerinin önemini anlatan tanıtım videoları, 4 dilde broşür ve posterler hazırlandı, antik kentin girişine tabelalar yerleştirildi.
Bilim insanları, antik bitkilerin korunması, sürdürülebilir ekonomiye kazandırılması ve gelecek nesillere aktarılması için bitkiler üzerine çalışmalarını hassasiyetle yürütüyor, antik kentte yapılabilecek kazı veya düzenleme çalışmalarında zarar görmemesi için her bitkinin lokasyonunu GPS cihazlarıyla belirliyor.
Termessos çiğdemi, lahitlerin üzerine de işlenmiş
Doç. Dr. Deniz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, antik kentlerden Phaselis’in burçağı, Perge’nin hava civası, Side’nin canavar otu, Aspendos’un orkidesi ve Termessos’un çiğdeminin koruma altına alınacağını söyledi.
Bu bitki türlerinin yakın gelecekte tehdit altına girebileceğini aktaran Deniz, Termessos Milli Parkı’nın bölge florası ve endemik çeşitliliğinin çok fazla olduğuna dikkati çekti.
“Termessos çiğdemi”nin bilim dünyasına 1976’da tanıtıldığını hatırlatan Deniz, “Bitki türlerini korumak, gelecek nesillere aktarmak için vatandaşlarımızın bilincini daha da yükseltmeyi amaçlıyoruz. Antik kentlerimizde geçen mitolojik hikayeleri ve bitki türlerini konu alan sergi çalışmamız var. Antalya Müzesi’nde açtık, Atina’da da sergi açmayı planlıyoruz.” dedi.
Deniz, antik kentleri ziyaret edenlere bölgelerin arkeolojik değerlerini ve endemik çiçeklerini anlatan bilgi sunacaklarını, “Virtual Garden” isimli sanal bahçe uygulamasını da hayata geçireceklerini dile getirdi.
Antik dönemdeki insanların doğa sevgisini kayalara, eserlere işlediğine değinen Deniz, geçmişten günümüze motif edilen bitki türlerini, günümüz florasıyla örtüştürmek istediklerini ifade etti.
Termessos çiğdeminin, çiçeklerinin şekli çiçeklenme dönemindeki yaprak karakteriyle yakın akrabalarından ayrıldığını belirten Deniz, şunları kaydetti:
“Termessos Milli Parkı’nda 700 bitki türü var. Bunlardan en önemlisi Termessos çiğdemi. Bu çiğdem, dünyada sadece Termessos Antik Kenti ve yakın çevresinde yayılış gösteriyor. Tehdit faktörleriyle ilgili detaylı araştırmalar ivedilikle yapılıp, ülkemizin geleceğine sunmak gerekiyor. Toplumun her kesimine görev düşüyor. Özellikle turistlerin çok dikkatini çekiyor. Termessos çiğdemi çok özgün ve dünyada sadece burada var. Ziyaretçilerin bu çiçeği koparıp, kulaklarının üzerine taktığını görüyoruz, çok üzülüyoruz. Uyarılarda bulunuyoruz. Aslında burası antik kent korunumlu bir bölge, bitki toplamak, koparmak yasak. Tanımadan sevilmez, sevilmeden korunmaz. Daha iyi tanıtarak koparılmasını önleyebiliriz.”