İSTANBUL
İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Faruk Yelkenci, Maarif-i Umumiye Nizamnamesi‘nin bugünkü eğitim teşkilatını, düzenini ve sistemini ortaya koyacak bir hazırlık yaptığını belirterek, ”2. Abdülhamid Han’ın bu nizamnamedeki şartları hayata geçirmesiyle kurulmuş olan eğitim teşkilatı bugün kullandığımız eğitim teşkilatının temelidir.” dedi.
Yelkenci, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür AŞ tarafından Sultan 2. Abdülhamid Han’ın vefatının 100. yılı dolayısıyla düzenlenen anma etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilen ”Sultan 2. Abdülhamid Han’ın Dersaadeti” konferansının ”Sultan 2. Abdülhamid Han’ın Dersaadeti’nde İmar, Eğitim, Sağlık ve Sosyal Politikalar” başlıklı oturumunda yaptığı konuşmada, Sultan 2. Abdülhamid’in eğitim politikalarını anlattı.
2. Abdülhamid Han’ın anlaşılması için o dönemin şartlarının bilinmesi gerektiğini belirten Yelkenci, ”2. Abdülhamid dönemi Türk modernleşmesinin meyvelerini vermeye başladığı bir dönemdir. Türk modernleşmesinin askeri ihtiyaçlardan doğduğunu tespit edecek olursak, bu ihtiyaçların öncelikle mühendislik ve tıp eğitiminde askeriyenin, ordunun ihtiyaçları noktasında belirmesi bugünü de eğitim alanında büyük bir yansımayı beraberinde getirdi.” diye konuştu.
Sultan Abdülhamid dönemi öncesi modernleşme hareketleri ve eğitim konusuna değinen Yelkenci, bu sürecin askeri alanda Mühendishane-i Bahri Hümayun ve Berri Hümayun ile Gülhane Askeri Tıp Akademisinin kurulmasıyla başladığını ve devam ettiğini aktardı.
1869’da ilan edilen Maarif-i Umumiye Nizamnamesi’nin yapmaya çalıştığı yeniliklerin ve düzenlemelerin Abdülhamid Han dönemine nasip olduğunu belirten Yelkenci, şunları söyledi:
”Sultanı anlamak noktasında bizim o zihinsel bariyer diye bahsettiğimiz hususun birçok noktada karşımıza çıktığını, aslında modern insanın bir hastalığı olan geçmişini reddetmesi nedeniyle, bugünün Abdülhamid Han dönemine ne kadar benzediğini düşünecek olursak, zihinsel bariyerden kaynaklanan vakit kaybını yaşamamış olsaydık bugün yine aynı sorunlarla uğraşmıyor olacaktık. Dolayısıyla 2. Abdülhamid Han döneminin eğitim alanında da bu şekilde düşünmek ve anlamak gerekiyor.”
”2. Abdülhamid Han’ın kurduğu eğitim teşkilatı bugünkünün temelidir”
Yelkenci, Maarif-i Umumiye Nizamnamesi’nin ilköğretimi zorunlu hale getirdiğini ve Darülfünun’un kurulmasını öngördüğünü belirterek, şöyle devam etti:
”Darülmuallim’in yani öğretmen yetiştiren okulların kurulmasını öngörüyor. Nizamname bugünkü eğitim teşkilatını, düzenini ve sistemini ortaya koyacak bir hazırlık yapıyor. 2. Abdülhamid Han’ın bu nizamnamedeki şartları hayata geçirmesiyle kurulmuş olan eğitim teşkilatı bugün kullandığımız eğitim teşkilatının temelidir. Bu noktada eğitim iptidailer, rüştiyeler, idadiler ve sultaniler şeklinde yapılandırılıyor yani ilkokul, ortaokul, lise noktasında idadi ve sultanileri görüyoruz. Sultanileri bugün eğitim sistemimizde bulunan proje okulları gibi adlandırabiliriz.”
Sultan Abdülhamid’in tahta çıktığı ilk yıl ilan edilen Kanun-i Esasi’yle ilköğretim ve temel eğitimin zorunlu hale getirildiğinin altını çizen Yelkenci, 1879’da kurulan İstatistik Kalemi’yle eğitimle ilgili sayısal verilerin toplandığını ve eğitim politikalarının bu sayısal verilere dayanılarak geliştirildiğini söyledi.
Yelkenci, büyük öğretmen okulunun 2. Abdülhamid Han zamanında kurulduğunu vurgulayarak, ”Darülmuallimat yani kız öğretmen okulu da bu dönemde kuruluyor. Sultan Abdülhamid, kızların eğitimine ne kadar büyük önem verdiğini burada görüyoruz. Sadece İstanbul’da değil taşrada da Darülmuallimler kuruluyor.” ifadelerini kullandı.
”Cumhuriyetin eğitim sistemini kuranlar, 2. Abdülhamid Han’ın açtığı okullarda yetişti”
Tanzimatla yoğunlaşan eğitimde, kolay ve etkili yeni usul arayışları başladığını anlatan Yelkenci, Usul-ü Cedid yani eğitimde yeni yöntemler meselesinin çok basit direnişlerle karşılaştığını ve Abdülhamid Han’ın bu konuda baskıcı değil tedrici bir yaklaşım sergilediğini vurguladı.
Osmanlı Devleti’nin geleneksel okullarla modern okullar arasındaki çatışmayı çözemediğini belirten Yelkenci, sözlerini ”Bu noktada medreseyi ve geleneksel okulları reform edemediği için devlet, mektepleri açmaya karar veriyor. Çünkü vakıflara ait geleneksel okullarda vakıf senetlerine dokunulamıyor. Bu da Türk eğitim sitemindeki ikili yapının oluşmasına ve bu ikili okul sisteminden mezun olanların birbirine muhalif olmasına sebep veriyor. 2. Abdülhamid Han, modern eğitim sisteminin temelini atarak modern okulların kurulmasını ihya etmiş oldu. Cumhuriyeti ve cumhuriyetin eğitim sistemini kuranlar, 2. Abdülhamid Han’ın açtığı okullarda yetişti.” diye tamamladı.
Muhabir: Zeynep Rakipoğlu