Resmi Gazetede yayımlanan karara göre başvurucu, 2013’te Dicle Üniversitesindeki bir yüksek lisans programına başvuru yaptı. Sınav tarihi olarak belirlen 21 Ocak’tan kısa süre önce sınav sorularının internet ortamında yayınlanması üzerine üniversite, belirlenen günden bir gün sonra sınavı gerçekleştirdi.
Söz konusu sınava giren başvurucu, sınavda başarılı olarak yüksek lisans programına kaydını yaptırdı.
Bundan kısa süre sonra üçüncü bir şahıs, üniversite tarafından gerçekleştirilen sınavın iptali ile yürütmenin durdurulması yönünde dava açtı. Davanın görüldüğü Diyarbakır 1. İdare Mahkemesi, 9 Temmuz’da yürütmeyi durdurma kararı aldı.
Karara yapılan itiraz ise Diyarbakır Bölge İdare Mahkemesince 19 Ağustos’ta reddedildi, söz konusu karar 29 Ağustos’ta üniversiteye tebliğ edildi.
Bu süreçte yüksek lisans eğitimini sürdüren üniversite, aralarında başvurucunun da olduğu öğrencilere gerekli dersleri vermeye devam etti ve 29 Temmuz’da yüksek lisans eğitimi tamamlandı.
Bundan yaklaşık bir ay sonra Diyarbakır 1. İdare Mahkemesi, sınavın iptaline hükmetti. Mahkeme kararında, sınavın tekrarlanması gerekirken bunun yapılmadığına işaret edildi. Kararın temyiz edilmesi sonrası Danıştay da kararı onadı.
Başvurucu, 16 Kasım 2015’te tarafına yüksek lisans eğitimini tamamladığına dair diploma ya da mezuniyet belgesi verilmesi için üniversiteye başvurdu. Üniversite ise mahkeme kararlarını gerekçe göstererek 11 Ocak 2016’da talebi reddetti.
Talebi üniversite tarafından kabul görmeyen başvurucu, konuyu yargıya taşıdı ancak davası reddedildi. Bunun üzerine başvurucu, eğitim hakkının ihlal edildiğini ileri sürerek AYM’ye bireysel başvuruda bulundu.
Başvuruyu değerlendiren AYM, Anayasa’nın 42’nci maddesinde güvence altına alınan eğitim hakkının ihlal edildiğine hükmetti.
Mahkemenin kararında, ertelenen sınava giremeyenlere yeni bir hak tanınmasının önemine işaret edildi. Kararda ayrıca, sınavı kazanarak usulüne uygun bir şekilde eğitimlerini tamamlayan kişilerin eğitiminin geçersiz sayılmasının oldukça ağır bir müdahale olduğu ifade edildi.
Sınavın iptal edilmiş olmasında başvurucunun hiçbir kusuru bulunmadığına dikkati çeken kararda, “İptalin asıl sebebi sınavın ertelenmesi kararından sonra usulüne uygun bir ilan yapılmadan sınavın tekrarlanmış olmasıdır. İlanın usulüne uygun yapılması sorumluluğunun idarede olduğu açıktır. Dolayısıyla ilanı usulüne uygun olarak yapmayarak sınavın iptaline yol açılmasında asıl sorumluluk idareye aittir. Öte yandan idarenin iptal kararının gereğini yerine getirmek için yeterince hızlı davrandığı da söylenemez.” ifadeleri yer aldı.
Mahkemenin kararında, sınavın iptaline ilişkin kararın uygulanmasındaki kamusal yarar ile başvurucunun yüksek lisans eğitiminin tanınmasındaki bireysel yarar arasında adil bir dengenin kurulmasında başarısız olunduğu vurgulandı.