Diş hekimi Prof. Dr. Murat Akkocaoğlu, AA muhabirine, salgın döneminde ağız ve diş sağlığına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Bu süreçte her türlü diş tedavisinin yaptırılıp yaptırılamayacağının en çok merak edilen konulardan biri olduğunu belirten Akkocaoğlu, “Tercih edilen merkez gerekli tüm hijyen kurallarına uyuyorsa bu konuda tedirgin olunmasına gerek yok.” dedi.
Mekan ve teknik imkansızlıkları bulunan yerlerin risk taşıyabileceğini ifade eden Akkocaoğlu, bunun salgın dışındaki süreçler için de geçerli olduğunu söyledi.
Akkocaoğlu, diş tedavisinde uzmanlık alanlarına göre özelleşmiş ve en önemlisi kurumsal kimliği olan yerlerin tercih edilmesinin önemini vurguladı.
Hijyenin özellikle salgın dönemlerinde daha da artırılması gerektiğini vurgulayan Akkocaoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
“Kullanılan alanlar uluslararası standartlarda olup her kullanım sonrası dezenfekte edilmeli. Tedavi yapılacak yer, genel kurallar gereği tek kullanımlık olması gereken malzemelerin ve gerekebilecek teknik cihazların kolayca temin edilebileceği ve diğer tüm müdahalelerin yapılabileceği kapasitede bir donanıma sahip olmalı.
Özellikle salgın sürecinde enfeksiyon kontrolü açısından farklı mekanlara hastaların bölünebildiği geniş alanlara ve katlara yayılan merkezler daha uygun. Merkezin hizmet alanınının büyük olması, ünite sayısının çok olması, mekanın havalandırılarak dönüşümlü kullanılabilmesini sağlayacaktır. Her bölümün kendine ait bir katının olması, özel hasta gruplarının birbirleriyle karıştırılmaması önem taşımaktadır. Tüm hastaların küçük mekanlarda aynı yerden hizmet aldığı yaklaşım uygun değil.”
Prof. Dr. Akkocaoğlu, merkezlerin özellikle kişiye özel randevu sistemine sahip olması gerektiğini, böylece tedavi öncesi minimum temasla hekime ulaşılabileceğini ifade etti.
Akkocaoğlu, “Pandemi sürecinde de enfeksiyon oluşturmuş, ağrı yapan ya da yapmayan fakat ağız içinde sağlıklı dokuların direncini azaltan diş rahatsızlıkları mutlaka tedavi edilmeli.” dedi.
“Ağız sağlığı ne kadar iyi korunursa vücut direnci de o kadar iyi olur”
Ağız ve diş sağlığının her türlü enfeksiyon gelişimi için büyük önem taşıdığına dikkati çeken Akkocaoğlu, şunları kaydetti:
“Vücudun giriş kapısıdır ağız. Bu nedenle ağız ne kadar iyi korunursa vücut sağlığı ve direnç de o kadar iyi olur. Dolayısıyla pandemi döneminde ağız, diş sağlığına ve hijyenine çok daha fazla önem verilmesi gerekiyor. Kovid-19’un insan vücuduna girdiği ilk yer ağız ve burun. Ağız hijyenine ve sağlığına dikkat edilmediğinde virüs çok daha hızlı yayılma ve hasar verme ortamını bulur. Özetle enfeksiyonların giriş kapısının iyi korunması, bu süreçte özellikle çok kritik öneme sahip.”
Ağız ve diş sağlığınının korunmasına ilişkin doğru bilinen yanlışlar bulunduğunu anlatan Akkocaoğlu, sirke ve alkol gibi kimyasallar gereğinden fazla kullanıldığında sağlıklı doku bariyerlerine zarar vereceği için düzenli diş fırçalanması dışındaki uygulamaları doğru bulmadığını belirtti.
Akkocaoğlu, öncelikle diş ağrısı yaşayan herkesin mutlaka ve hiç beklemeden tedavi için belirtilen şartlara sahip merkezlere başvurması gerektiğini dile getirdi.
Prof. Dr. Akkocaoğlu, ortodontik tedavileri süren kişilerin kontrollerini yaptırmalarının, protez kullananların proteziyle ilgili rahatsızlık durumunda hekime başvurmalarının ya da protez süreci devam edenlerin tedavilerini aksatmamalarının önemine işaret etti.