AA muhabirinin, Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğünden aldığı bilgiye göre, insan vücudunda çok az bulunan, büyüme ve gelişme için gerekli olan iyot, çeşitli besinler, su ve deniz ürünleri tüketimiyle vücuda alınıyor.
Havada bulunan iyodun toprağa çökmesi ve bu toprakta yetişen bitkilere geçmesiyle, bunlarla beslenen insan ve hayvanlar da bu elementten faydalanabiliyor.
İyot eksikliği, vücutta çeşitli hastalıklara sebep olabiliyor. İyot yetersizliği hastalıkları, özellikle toprağında iyot eksiği olan bölgelerde görülüyor. Bol yağış alan, ağaç bulunmayan yörelerde toprak yüzeyindeki iyot, yağmur suları ve rüzgarla erozyona uğruyor. Bu tür bölgelerde iyot yetersizliği hastalıklarına daha sık rastlanıyor.
Vücut, iyoda çok az miktarda ihtiyaç duysa da bu miktar, kişinin yaşamı için önem taşıyor. İyot eksikliği, özellikle boynun ön kısmındaki tiroid bezinde sentezlenen hormonları etkiliyor. Kana geçerek vücutta çeşitli işlevleri kontrol eden tiroid hormonlarının, büyüme ve gelişme, beynin, sinir sisteminin normal çalışması, vücut ısısının düzenlenmesi, vücut enerjisinin kontrol edilmesi gibi çeşitli görevleri bulunuyor.
İyot yetersizliğinin sebep olduğu hastalıklar
İyot yetersizliğinin en bilinen sonucu guatr hastalığı olsa da kişi, günlük olarak alması gereken iyot miktarını almadığında bir dizi fonksiyonel ve gelişimsel bozuklukla karşı karşıya kalabiliyor. Bunlar, kısaca “iyot yetersizliği hastalıkları” olarak ifade ediliyor.
İyot yetersizliğinin en olumsuz ve yıkıcı etkilerinin gözlendiği risk grupları arasında doğurganlık çağdaki kadınlar, gebeler, bebekler ve çocuklar yer alıyor.
Bebek ve çocuklarda, büyüme ve gelişme geriliği, zeka düzeyinin akranlarına göre en az 13,5 puan daha düşük olması, öğrenme yeteneği ve okul başarısında azalma gibi sağlık problemleri gözlenirken, gebelerde düşük ve ölü doğum riskinde artış yaşanabiliyor.
Sofralık tuzların tamamı iyotlanıyor
İyot yetersizliği bulunan bölgelerde, kişilerin günlük iyot alımlarını artırmak için ülkenin ve yörenin özelliklerine göre yöntemler seçiliyor. Bu kapsamda, birçok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de vatandaşlar iyotlu tuz tüketimine teşvik ediliyor.
Bunun nedenleri arasında, her yaş grubunca tuza kolayca ulaşılması, tuzun yaygın kullanılan besin maddesi olması ve uygun miktarlarda tüketildiğinde günlük iyot ihtiyacını karşılayabilmesi yer alıyor.
Sağlık Bakanlığı 1994’ten beri “İyot Yetersizliği Hastalıklarının Önlenmesi ve Tuzun İyotlanması Programı” yürütüyor. Program kapsamında, sofralık tuzların tamamı iyotlanıyor.
Yemeklere en son ilave edilmesi gerekiyor
Türk Gıda Kodeksi Tuz Tebliği ile tüm sofra tuzlarının iyotla zenginleştirilmesi sağlanıyor. Buna göre, sofra tuzu, “Doğrudan son tüketiciye sunulan, ince öğütülmüş, iyotla zenginleştirilmiş, rafine edilmiş veya edilmemiş işlenmiş tuz olarak” olarak tanımlanıyor. Sofra tuzuna, 25-40 mg/kg oranında potasyum iyodat katılma zorunluluğu bulunuyor.
Sağlık Bakanlığı, iyot yetersizliği hastalıklarından korunmak için iyotlu tuz kullanılmasını ve tuzun etkisini kaybetmemesi için güneşten, nemden korunmasını, yemeklere en son ilave edilmesini öneriyor.