Kayseri Şehir Hastanesi Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Merkezinde (GETAT) yeni tip koronavirüs (Kovid-19) hastalarına hem serviste ve yoğun bakımda hem de taburcu edildikten sonra uygulanan ozon tedavisinin iyileştirici etkisi gözlendi.
GETAT’ta Sağlık Bakanlığınca onaylı kupa, sülük, ozon, akupunktur, hipnoz, homeopati, fitoterapi gibi tedaviler hastalara uzman doktorlar tarafından uygulanıyor.
Kovid-19 sürecinde öncelikle bağışıklıklarını güçlendirmek ve hastalığa yakalanmalarını önlemek için sağlık çalışanlarına uygulanan ozon tedavisi daha sonra hastanede yatan Kovid-19 hastalarına da uygulanmaya başlandı.
Tedavide hastadan alınan kan ile özel bir enjektörle alınan ozon gazı vücut dışındaki ortamda birbirlerine temas ettiriliyor, ozonlanmış kan tekrar kişinin vücuduna veriliyor.
GETAT’ta görevli Dr. Onur Tatar, AA muhabirine, tıbbi ozon tedavisinin oksijenin zenginleştirilmiş formülü olan O3 gazının kullanılması olduğunu söyledi.
Ozon gazının geniş bir kullanım alanı olduğunu belirten Tatar, özellikle otoimmün hastalıkları, kalp, damar rahatsızlıkları, diyabetik yaralar, eklem içi uygulamalar, bel fıtığı, kas hastalıklarının tedavisinde yararlanıldığını belirtti.
Kovid-19 sürecinden önce de viral rahatsızlıklarda ozon uygulaması yaptıklarını anlatan Tatar, şöyle konuştu:
“Viral hastalıklarda etkinliği kanıtlanmış bir tedavi. Kovid-19 hastalarında da bu tedaviyi kullanıyoruz. 3 şekilde Kovid-19 döneminde bu tedaviden yararlandık. İlk olarak sağlık çalışanlarına yönelik bağışıklık sistemlerini güçlendirmek için, Kovid-19’a yakalanma durumunda hastalığı hafif atlatması için koruyucu tedavi olarak uyguladık. Bununla beraber salgın sürecinde hastalarımızın artması üzerine Başhekimimiz Prof. Dr. İlhami Çelik’in de tavsiyesiyle yoğun bakımlarda ve servislerde de Kovid hastalarına uygulama yaptık. Kovid-19’u atlatan hastalara da daha hızlı iyileşmeleri ve normal hayatlarına daha çabuk dönmeleri için tedaviyi uyguluyoruz. Servis ve yoğun bakım hekimleriyle ortak çalışıyoruz. Hasta uygunsa hekimi tarafından talep ediliyor biz de değerlendiriyoruz ve şartlar uyuyorsa ozon tedavisi uyguluyoruz.”
“Akciğer dokusunun daha erken iyileşmesine yardımcı oluyor”
Ozon tedavisinin virüslere olan etkisinin dünyada da bilindiğini ve çeşitli ülkelerde salgın döneminde bu tedaviden yararlanıldığını belirten Tatar, “Ozon tedavisinin hastalarda servislerden yoğun bakıma gidişte azalma, yoğun bakımlarda da ölüm oranında azalma konusunda etkinliği kanıtlanmış, bizim hastanemizde de yapılmış akademik bir çalışma mevcut. Bu çalışmada da yaklaşık 300 hastaya uygulama yaptık. Uygulamamızda yoğun bakımlardan hastaların daha erken çıktıkları, servislerden daha erken taburcu edildikleri görüldü.” diye konuştu.
Tatar, Kovid-19 nedeniyle hastanede yatan hastalar için bir ozon cihazı ayırdıklarını, odalarına giderek bu tedaviyi gerçekleştirdiklerini, en çok bu uygulamayı Kovid-19 geçirmiş hastalara yaptıklarını dile getirdi.
Servislerde takip ettikleri hastalar taburcu olunca GETAT’ta tedaviyi sürdürdüklerini söyleyen Tatar, “Kovid-19 hastalarını taburcu ettiğimizde akciğerleri tam olarak iyileşmemiş oluyor, akciğerlerinde hasarlı dokular duruyor. Özellikle akciğer hasarı olan hastalarda ozon açısından tedavi daha etkili oluyor. Bunların kandaki oksijen seviyelerinin yükselmesi için ozon tedavisi uyguluyoruz. Bir de ozonun iyileştirme mekanizmasını artırıcı etkisi var. Akciğer dokusunun daha erken iyileşmesine yardımcı oluyor.” ifadelerini kullandı.
“Serviste yatan hastalarda da hızlı bir iyileşme gözlemledik”
Merkezde görevli Dr. Ali Saz da hastanın ayrıntılı analizinden sonra ihtiyacına göre geleneksel ve tamamlayıcı tedavilerden birini ya da ikisini kombinasyon yaparak hastaya uyguladıklarını kaydetti.
Ozon tedavisinin, Kovid-19’un ilk döneminde başladıkları bir tedavi yöntemi olduğunu anlatan Saz, “Ozon ve homeopatiyi bir arada uyguladık. Dünya da uyguladı bunu. Kovid-19 hastalarında akut aşamada hızlı bir toparlanma, yatak süresinin azaltması ve hastanın daha çabuk iyileşmesi için uyguladık. Ayrıca ozonun virüsler üzerine yıkıcı bir etkisi var. Ozon kullandığımız yoğun bakım hastalarında olumlu cevaplar aldık. Serviste yatan hastalarda da hızlı bir iyileşme gözlemledik. Kovid-19’u atlatan hastalarda ise hastaların yorgunluk, kırgınlık, nefeslerindeki baskıya yardımcı oldu.” değerlendirmesini yaptı.
Kovid-19’a yakalanan ve 10 gün yoğun bakımda, 20 gün serviste tedavi gören 62 yaşındaki Celalettin Şahin ise hastalık nedeniyle çok sıkıntılı bir süreç geçirdiğini anlattı.
Yoğun bakımdayken doktorunun önerisiyle hem ozon hem de homeopati tedavisine başlandığını aktaran Şahin, “Normal serviste de bu tedaviye devam edildi. Hastaneden taburcu edildikten sonra da bazı sorunlarım sürdü. Bu tedavilere inandım. Şimdi de uygulamaya devam ediyoruz. En son 2 Haziran’da akciğer tomografimde herhangi bir sıkıntı görülmedi.” dedi.
Bağışıklığını güçlendirmek için ozon tedavisi aldığını söyleyen Seher Aydın ise Kovid-19’u atlatanların yakınlarının önerisi üzerine tedaviye başladığını, kendisini daha enerjik hissettiğini dile getirdi.