İSTANBUL
Karadeniz Multipl Skleroz Derneği Başkanı Doç. Dr. Murat Terzi, Multipl Skleroz’un (MS) tedavisine yönelik ilaç çalışmalarının, gelişmelerinin devam ettiğini belirterek, “Yeni hap şeklinde, yılda daha az kullanılan ilaçlar gündemde. Şu anda Avrupa ve Amerika’da onaylandıktan sonra Türkiye’de de onaylanmasını bekliyoruz. Sanırım 2017’nin sonu, 2018’in başı gibi farklı ilaçlar da gelecektir ki onları biz de bekliyoruz.” dedi.
Terzi, Dünya MS Günü dolayısıyla düzenlenen basın toplantısındaki konuşmasında, MS’in hem beyni hem de omuriliği tutan bir hastalık olduğunu belirterek, genellikle 20-40 yaş arasında görüldüğünü söyledi.
Hastalığın kadınlarda görülme sıklığının biraz daha fazla olduğunu dile getiren Terzi, MS’in görme kaybı, dengesizlik, bacak güçsüzlüğü, yürüme zorluğu, çift görme, idrar kaçırma gibi şikayetlere neden olduğunu aktardı.
Doç. Dr. Terzi, hastalarda en sık görülen başlangıç şikayetlerinin de görme kaybıyla dengesizlik olduğuna işaret ederek, MS’nin engellilik yapan problemler arasında yer aldığını ve özellikle genç yaş grubundaki en önemli engellilik nedenlerinden olduğunu vurguladı.
Hastaların yüzde 70-80’inin her ihtiyacını giderebilecek durumda olduğunu ancak yüzde 5-10 gibi bir kısmında tekerlekli sandalyeye ya da koltuk değneğine ihtiyaç duyulabildiğini anlatan Terzi, şöyle devam etti:
“Bu hastalığın nedenini tam bilmiyoruz ama bazı faktörler var. Bunların arasında genetik faktörler olabiliyor. Ancak MS için kesin bir genetik hastalık demek zor. Her 10 aileden birinde MS’li var. Çevresel faktörler işin içerisinde olabiliyor. Özellikle ağır stres, travma, enfeksiyonlar, hamilelik gibi durumlardan sonra hastalık ortaya çıkabiliyor. Tabii güneş ışığına maruziyet, D vitamini düşüklüğünün önemli olduğu söyleniyor. Türkiye’de her 100 bin kişiden 80 ila 100’ünde bu hastalığın varlığını görüyoruz. Türkiye’de yaklaşık 40 bin civarında MS hastası var. Hastaların tanısını ise özellikle genç yaş gruplarında görme kaybı şikayetiyle geldiklerinde diğer muayene bulgularını da ele alarak inceliyoruz. Tabii her başı dönen, görme kaybı, dengesizlik yaşayan MS olmuyor. Bu nedenle çok sık başka sorunlarla karıştırılabiliyor. O nedenle MS’in ayırıcı tanısını yapabilmek çok önemli. Bu nedenle hastalara hem beyin hem omurilik MR’ı çekiyoruz. MS’e ait bazı lezyonlar görüyoruz. Bazen tanıda şüphemiz olduğunda hem kan tahlilleri hem omurilik sıvısı incelemesi gibi yöntemlerle de araştırmayı sürdürüyoruz. Ancak kesin MS tanısı koyduran bir tetkik yok.”
“Tedavide kullanılan ilaç sayısı son 10 yılda arttı”
Hastalığın tedavisinde kullanılan ilaç sayısının da son 10 yıl içerisinde arttığını dile getiren Terzi, “Enjeksiyon şeklinde bazı ilaçlarımız var. Bunlar bağışıklık sistemini bu hastalığa karşı koruyucu bir rol oynuyor. Hastalarımıza bu kronik hastalık içerisinde mutlaka ilaç vermemiz gerekiyor. Ona uygun ilacı başlamamız önemli. Bir de ağızdan verdiğimiz ilaçlar var. Her ilacın artısı, eksisi var. Hastalara ilaç vermekle de bitmiyor. O hastanın, o ilaca olan etkinliğini, güvenilirliğini takip etmek lazım. Çünkü ilaçların yan etkileri bakımından da takip edilmesi gerekmektedir.” diye konuştu.
Doç. Dr. Murat Terzi, ilerleyici özellikteki MS’si olan hastalarda kanser tedavisinde de kullanılan bazı ilaçları uyguladıklarını belirterek, şu bilgileri verdi:
“Bir de destekleyici tedavilerimiz var. Hastalarımıza daha çok Akdeniz tipi beslenmelerini, bol su tüketmelerini, kızartma ve tuzdan uzak durmalarını öneriyoruz. Onun dışında hastalara hangi egzersizleri yapmaları gerektiğini anlatıyoruz. Özellikle yüzme, yürüyüş gibi egzersizleri öneriyoruz. Öte yandan MS ile ilgili hala bilinmeyenlerin fazla olduğu bir noktadayız. İlaçlara yönelik çalışmalar, gelişmeler hala devam ediyor. Yeni hap şeklinde ya da damardan yılda daha az kullanılan ilaçlar gündemde. Şu anda Avrupa ve Amerika’da onaylandıktan sonra Türkiye’de de onaylanmasını bekliyoruz. Sanırım 2017’nin sonu, 2018’in başı gibi farklı ilaçlar da gelecektir ki onları biz de bekliyoruz. Şu anda bu ilaçları çalışmalar kapsamında uyguladığımız bazı hastalar var. Sonuçların çok iyi olduklarını görüyoruz. Şu andaki mevcut ilaçlara göre daha etkin olduklarını görüyoruz ama güvenilirlikle ilgili bazı sıkıntılar da olabileceğini görüyoruz.”