IĞDIR – Hüseyin Yıldız
Orta Asya ve Anadolu’ya uzanıp özellikle Nevruz Bayramı‘nda yaşatılan ve dünür aileler arasındaki hediyeleşme olan honça geleneği, yeni evlenen çiftlerin eksiklerinin giderilmesinin yanı sıra çiftler ile aileleri arasındaki sevgi ve kaynaşmanın çimentosu oluyor.
Anadolu’nun kadim kültürünün vazgeçilmez hediyeleşme gelenekleri arasında yer alan, yeni evlenecek çiftlerin ihtiyaçlarının giderilmesinin yanı sıra ailelerin ve çiftlerin birbirine olan sevgisi ve bağlılığını göstermesi açısından da önem taşıyan honça geleneği, Iğdır’da asırlardır yaşatılıyor.
“Yeni yılın başlangıcı”, “baharın müjdecisi” ve “doğa bayramı” olarak kabul gören Nevruz Bayramı kapsamında Iğdır’da nişanlı çiftlerin aileleri birbirlerine “honça” adı verilen hediyeler gönderiyor.
İçinde rengarenk küçük kaplarda yeşertilen buğday, mısır ve nohut gibi tahıllar olan semeninin yanı sıra 7 çeşit meyve, yemiş, önceden boyanan yumurtalar ve şekerlemelerin bulunduğu “yeddi levin” adı verilen yiyecekler ile gelin ve ailesi için kıyafetler bulunan honça, Nevruz’da damadın ailesince kız tarafına götürülüp gelin ve ailesinin bayramı kutlanıyor.
Nevruz’un en güzel hediyeleşme gelenekleri arasındaki yerini asırlardır koruyan gelenek çerçevesinde, aynı kaptan beraberce yemek yenerek başlayan evliliğin ayrılık getirmeyeceğine inanılması sebebiyle yeni evlenen çiftlerin odasına da yiyeceklerin bulunduğu honça konuluyor.
Honça titiz bir hazırlık gerektiriyor
Yöre sakinlerinden Berrin Anuk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hazırlanan honçaların damat ailelerinin kültür ve geleneklerini temsil ettiğini söyledi.
Honçaların bazen günler öncesinden başlatılan çalışmalarla hazırlandığını belirten Anuk, “Honça, kökleri çok eskiye dayanan bir geleneğimizdir. Nişanlı kızlara erkek ailesince götürülür ve götürülmeden önce çok büyük ve titiz çalışma gerektiriyor çünkü neler alınacak, honçaya neler bırakılacak onların istişaresinin yapılması gerekiyor.” dedi.
Anuk, hazırlaması zahmetli olan honçanın olabildiğince süslendiğini aktararak, “Yumurtaların soğan kabuğuyla kırmızı renge boyanması olmazsa olmazıdır. Yaza girildiğini ifade eden meyve sepetimiz var ve bu sepette çeşitli meyveler bulunur. En az 7 çeşit meyve ve çerezden oluşan Yeddi levin hazırlanır. Semeni, baharın ve Nevruz’un olmazsa olmazıdır, bereketi andıran ve temsil eden semeniler yeşertilir. Bunların dışında çikolata, lokum gibi çeşitler oluyor.” diye konuştu.
Nişanlısına honça götüren İlteriş Kağan Taşkınsu, “Nevruz Bayramı etkinlikleri kapsamında nişanlı olan çiftler kız ailesine honça dediğimiz bir paket gönderiyor. Amacımız gelenek ve göreneklerimizi yaşatmak, asırlardır büyüklerimizin bize gösterdiği Nevruz geleneklerini sonraki nesillere taşımak.” ifadesini kullandı.
Honça geleneği
Yörede Nevruz Bayramı’nda nişanlı kıza götürülmek üzere akşam ezanı okunmadan yapılmasına başlanan honça hazırlanmadan önce özellikle nişanlı kız için en kaliteli yiyecekler ve hediyeler seçiliyor.
Büyük bir tepsi içine mum yakılıp gelin için özenle seçilmiş yiyecekler, elbiselik ya da bir altının yanı sıra gelinin ailesi için çeşitli hediyeler konulup üzeri kırmızı eşarpla kapatılan honça, akşam ezanı sonrası damat ya da damat tarafındaki bir delikanlı tarafından damadın annesi ya da yengesince gelin evine götürülüyor.
Honçanın gelmesi sonrası toplanan gelinin ailesi, kızın kaynatasından ve nişanlısından gelen honçayı açıp bu hediye içindeki yiyeceklerden oluşan yeddi levinin içine nişanlı kız evinde daha önceden hazırlanan bir başka yeddi levini karıştırıp her iki ailenin kaynaşmasını, bütünleşmesini ve birlik olmasını amaçlıyor.
Honçayı götüren gence, kızın ailesince “halet” adı verilen çorap, gömlek ve boyanmış yumurta veriliyor.
Bu hediyeleşme sonrası kız tarafı damadın evini ziyaret edip hane halkına çeşitli hediyeler armağan ediyor.