Aydın‘ın Buharkent ilçesinde üvey babaannesi ve babası gibi kendisi de evlatlık edinilen Muammer Yalçın, birini evlat edindiği, diğerine koruyuculuk yaptığı iki çocuğa babalık ediyor.
Kamilpaşa Mahallesi’nde bir aile tarafından evlat edinilen Emine Erdoğan, evlendikten sonra çocuklarının olmaması üzerine evlat edindiği 8 yaşındaki Hüdaverdi Yalçın’a yıllar önce kol kanat gerdi.
Evlatlık edinildikten sonra da “Yalçın” soyadını taşıyan Hüdaverdi de büyüyüp evlendikten sonra çocuğunun olmaması nedeniyle henüz bebekken Muammer’i evlat edindi.
Büyüyüp evlenen ve elektronik tamirciliği yapan Muammer Yalçın (40) da çocukları olmayınca eşi Fatma Yalçın ile evlat edinme kararı aldı. Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğüne başvuran Yalçın çifti, 2018’de yeni doğmuş bir bebeğin koruyucu ailesi oldu. Çift, aradan 2 yıl geçince 4 yaşındaki bir çocuğu da evlat edindi.
Filmlere konu olacak türden hikayesi bulunan ailenin fertlerinden Muammer Yalçın, AA muhabirine, 5 kez tüp bebek girişiminde bulunduklarını, çocukları olmayınca ilgili kuruma başvurduklarını söyledi.
Kendisi de evlatlık olduğu için özellikle bu yolu seçtiğini aktaran Yalçın, “Çünkü beni evlat edinen babamın bana nasıl baktığını biliyordum. Ben en çok babamı kendime örnek alırım. Benim hep yanımda olmuştur. Öz babam olsa ancak bu kadar sevgi gösterirdi. Biz de böyle bir şey yapmak istedik.” dedi.
Çevresindekilerin ilk zamanlarda koruyucu aile konusuna sıcak bakmadığına dikkati çeken Yalçın, “Kulak asmadım bunlara. Sevgi verebildikten sonra bir canlıya ne olduğu benim için önemli değil, o sizden bir parça haline geliyor. İnsanların bunu öğrenmesi gerekiyor. Kendi kanından olması şart değil.” diye konuştu.
İkinci çocuklarıyla evlerindeki mutluluğun da katlandığını vurgulayan Yalçın, “Çocuklarım benim canımdan birer parça. Onlarsız bir hayatı düşünemiyorum. Baba olmanın sorumluluğunu hissettim. Artık kendini düşünmeyi bırakıyor, karşındakini düşünmeye başlıyorsun. Dünyaya bakış açım değişti. İnsan yaşamayınca bilemiyor.” ifadelerini kullandı.
“Anı yaşamayı öğrenmek lazım”
İnsanların evlat edinme ya da koruyucu aile olma konusunda ön yargılarını yıkması, anı yaşamayı öğrenmesi ve sevgiye odaklanması gerektiğini anlatan Yalçın, sözlerini şöyle tamamladı:
“Devletimizden Allah razı olsun. Çocuk özlemimize son vererek bize bu duyguyu tattırdı. ‘Koruyucu aile olunca birkaç yıl sonra çocuk elimizden gidebilir’ diye insanlar düşünüyor. Oysa hayatı yaşamak lazım. Ben bir daha 40 yaşında olmayacağım. Anı yaşamayı öğrenmek lazım. O an eğer mutluysam, huzurluysam benim için önemli olan budur. O anı dolu dolu yaşamak lazım. ‘Çocuklar elimizden gidecek’ diyene bakmayın o anı yaşayın ve sevin. Bunu başardıktan sonra çocuğun kendinizden olması ya da evlatlık olması çok önemli değil. Dünyayı sevgi kurtaracak. Lütfen herkes yanındakine sımsıkı sarılsın ve sevsin. Bırakmasınlar. Çocukları mutlu edersek dünya da mutlu olacak. Mutlu nesil, sonraki mutlu nesiller anlamına geliyor. Bunu yaparsak gelecek nesillere çok daha güzel bir dünya bırakmış oluruz.”