İSTANBUL
Üsküdar Üniversitesi Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, yaptığı yazılı açıklamada, son zamanlarda gündeme gelen çocuk istismarı ve çocukların olası tehlikelere karşı nasıl korunabileceğine dair bilgiler verdi.
Çocuğa yürümeye başladıktan sonra mahremiyet algısının öğretilmesi gerektiğini vurgulayan Tarhan, “Çocuğun vücudunun özel bölgeleri vardır. Çocukta olumsuz bir çağrışım yapmasın diye, ‘Bak iç çamaşırının olduğu bölgelere senden başka kimse dokunmayacak. Sen izin vermeden senin o bölgelerine biz bile dokunmayacağız.’ diyerek, bu çocuğa yürümeye başladıktan sonra yavaş yavaş öğretilmeli.” ifadelerini kullandı.
Tarhan, tuvalet eğitiminden sonraki dönemin çok daha önemli olduğuna işaret ederek, “Tuvaletini tutmaya başladığında çocukta kontrol mekanizmaları gelişiyor demektir. Bununla birlikte çocuğa bunlar öğretilebilir. Özellikle okula başladıkları zaman böyle bir duruma maruz kalma durumu olduğunda, ‘hayır’ diyebilme becerisi çalışıyoruz. Çocuğa birinci dereceden akrabası da olsa vücuduna dokunmak isteyen birine ‘hayır’ demesi konusunda ciddi bir eğitim vermek gerekiyor.” değerlendirmesini yaptı.
“İstismar yakın çevreden geliyor”
Cinsel istismarın aslında bir sonuç olduğuna dikkati çeken Tarhan, cinsel istismar yaşanmadan önce “duygusal ihmal”, “duygusal istismar”, “fiziksel ihmal” ve “fiziksel istismar” durumlarının yaşandığını belirtti.
Tarhan, konu hakkındaki araştırmalara değinerek, şöyle devam etti:
“Yapılan cinsel istismar araştırmalarında, bu dördünün üzerinden istismar, genellikle çocuğa yüzde 60, yüzde 70 oranında aile içerisinde, çocuğun yakınları içerisinden oluyor. Aynı evde yaşayanlar ya da o çocuğu tanıyan kişiler arasında bu yaşanıyor. Aynı evden, aynı aileden çocuğa bir fiziksel istismar varsa yani çocuk bir şekilde dövülüyorsa, azarlanıyorsa, üzerinde sigara söndürülüyorsa, çocuğa fiziksel olarak acı çektirilecek şeyler yapılıyorsa ya da fiziksel ihmal varsa; mesela çocuk eve geldiği zaman yemek yok, okuldan geliyor evde kimse yok, aç kalıyor veyahut da üstünü başını değiştirme konusunda bir yardım görmüyor. Bunlar da birer fiziksel ihmal oluyor. Çocuğun duygusal ihtiyaçlarını karşılamamak, onun duyguları ile oynamak, onu evde yok saymak, onu aşağılamak, hep eleştirmek, hep azarlamak, hep kötü söz söylemek, bunlar duygusal istismar oluyor. Duygusal ihmal ise çocuğun ihtiyacı olan duygusal ihtiyaçları vardır. Yani nasıl ki midenin vücudunun proteine, karbonhidrata ihtiyacı varsa çocuğun gelişen ruhunun da sevgiye, saygıya, ilgiye ihtiyacı vardır.”
“Çocuğa bağırmayı öğretin”
Prof. Dr. Tarhan, çocukların aile içerisinde aynı evde yaşadıkları halde “mesafesiz terk ediliş” yaşadıklarını vurguladı.
Çocuk fiziksel olarak anne-babayla aynı ortamda olsa bile duygusal olarak aralarında mesafe bulunduğunu aktaran Tarhan, “Böyle durumlarda duygusal ihmal olur. Bu çocuklar ileride ruhsal rahatsızlıklara aday oluyorlar.” değerlendirmesini yaptı.
Çocuğa bağırmasının öğretilmesi gerektiğinin altını çizen Tarhan, aile ve çocuğun güvenli davranış konusunda bilgilendirilmesi gerektiğine vurgu yaptı.
Tarhan, cinsel istismara uğramış çocuğun travma yaşama ihtimalinin bulunduğunu aktararak, “Burada o çocuğa direkt sorulmaz. Genellikle çocuğun kendini en iyi ifade edebildiği alan oyundur. Bir oyun esnasında ona oyuncaklar dizilir, çeşitli oyunlar koyulur. Oyun esnasında yaşadığı davranışın taklidini yapmaya başlar çocuk.” ifadelerini kullandı.
“Aileler çocukla nitelikli ilişki kurmalı”
Ailelerin çocuğa yalnız olmadığını hissettirmesi gerektiğini vurgulayan Tarhan, ebeveynlere “Yedir, içir, bir kenara bırak” tarzında bir ilişki yerine, çocukla nitelikli ilişki kurulmasını tavsiye etti.
Çocuklarda 5 yaş sonrası sözel ve duygusal ifadenin yavaş yavaş başladığını anlatan Tarhan, güven ilişkisi kurulduğu takdirde çocuğun korktuğu durumları karşısındakine açabileceğini kaydetti.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, kardeşlerin farklı yataklarda uyumaları gerektiğini vurgulayarak, çocuklara mahremiyet algısının öğretilmesi gerektiğinin altını çizdi.