Ankara Barosu bünyesinde, 2 Nisan 2011’de şiddet mağduru kadın ve çocuklar için kurulan Gelincik Merkezi‘nde, 100 rehber avukat ve 350 gönüllü avukat görev yapıyor. İhtiyaç duyulması halinde psikologlar ve sosyal hizmet uzmanlarından da yardım alınıyor.
Gelincik Merkezi Başkanı avukat Aslı Koçak Arıhan, AA muhabirine, Ankara Barosu Eğitim Merkezinin 4’üncü ve Ankara Batı Adliyesi’nin 2’nci katında mağdurlarla görüştüklerini, daha sonra yarım saat içinde kadınları avukatlarla buluşturduklarını söyledi.
Mağdurun talebinin 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ile ilgiliyse hemen, boşanmayla ilgiliyse üç gün içinde davanın açıldığını belirten Arıhan, şöyle devam etti:
“Ankara içindeki mağdur kadın bize ulaştığında üç gün içinde davası açılmış, avukat ataması yapılmış, her şekilde hukuki olarak koruma altına alınmış oluyor. Türkiye’nin dört bir yanından 444 43 06 numaralı telefonumuza ulaşanlara da 7 gün 24 saat ücretsiz danışmanlık hizmeti veriyoruz ama bu danışmanlık hizmeti tamamen şiddetle ve ivedi tedbirlerle ilgili.”
“Yalnız değilsiniz, biz sizin yanınızdayız”
Mağdur kadınların bir kadınla görüşmeyi tercih etmeleri sebebiyle merkezde genelde kadın avukat bulunduğunu bildiren Arıhan ancak sahada kadın ve erkeklerden oluşan 300’den fazla avukatın görev yaptığını ifade etti.
Arıhan, bugüne kadar 50 binden fazla kadın mağdura ulaştıklarını, danışmanlık yaptıklarını, 5 binden fazla kadına da avukat atadıklarını belirterek, kadınlara yalnız olmadıklarını hissettirmeyi ve toplumsal bir sorumluluğu yerine getirmeyi amaçladıklarını vurguladı.
“Mesleki olarak kadınlara destek olma yükümlülüğümüz var”
Arıhan, avukatların duruşma salonuna gitmesinin dahi mağdur ve mağdur yakınlarına güç verdiğini, aksi halde mağdurun “Duruşma salonuna nasıl gideceğim” ve “Ben bu davayı nasıl açacağım” diye düşündüğünü söyledi.
6284 sayılı kanunla kadınların koruma altında olduğunu belirten Arıhan, “Devletin kendisine sığınan kadını koruma yükümlülüğü vardır. Bizlerin de mesleki olarak o kadınlara destek olma yükümlülüğümüz vardır.” dedi.
Arıhan, tüm mağdurlara seslenerek şunları kaydetti:
“Biz, şiddet mağdurlarının yanındayız, kadın, yaşlı, çocuk bize bir şekilde ulaştıklarında 444 43 06 numaralı telefondan her zaman onlara destek olmaya hazırız. Kimse kendini yalnız hissetmesin. Sivil toplum kuruluşları, devlet kuruluşları, ŞÖNİM’ler emniyetin aile içi şiddet birimleri, barolar, avukatlar, gerçekten hepimiz bir şeyler yapmak istiyoruz.”
“Mağdur kadın ve çocuğa uzanan el olmaktan mutluluk duyuyorum”
Merkezin Divan Üyesi avukat Feyza Çerçioğlu da mağdur kadın ve çocuğa uzanan el olmaktan mutluluk duyduğunu dile getirdi. Çerçioğlu, 10 yıllık geçmişi olan projenin bugün Türkiye’de tanınan bir merkez haline geldiğini ifade etti. Çerçioğlu, şöyle devam etti:
“Türkiye’nin dört bir yanından gece nöbetlerimizde bizi arayan kadınlar, hukuki destek talep ediyorlar. Ancak bizim çalışma alanlarımız Ankara merkez ve Sincan olduğu için diğer kadınlara sadece bulundukları illerde ne şekilde hukuki destek alabilirler, nerelere gidebilirler, kimler onlara destek olabilir şeklinde yönlendirme yapabiliyoruz.”
Bu konuda en büyük destekçilerinin emniyet birimleri olduğunu ve ilk etapta kadınları emniyet mensuplarına yönlendirdiklerini aktaran Çerçioğlu, “Yeri geldiğinde nöbetçi arkadaşımız, arayan kadın Ankara dışında bile olsa bağlı bulunduğu karakolu öğrenerek oradaki polisleri harekete geçiriyor.” dedi.
Çerçioğlu, uzanabildikleri her yere uzanıp, başta şiddet görenler olmak üzere mağdur kadınlara destek vermeye çalıştıklarını belirtti.
“Ulaştığımız her kadının güçlendiğini görebilmek bizi mutlu ediyor”
Merkezin Divan Üyesi avukat Hilal Baran Karakaş da ceza yargılamasına atama yapamadıklarını ancak talep olması halinde merkezdeki rehber avukatların ceza dosyalarını da takip ettiğini anlattı.
Karakaş, görüşme odalarının yanına talepte bulunanların çocuklarının oynayabileceği bir oda yaptıklarını ve çocuklar için çeşitli organizasyonlar düzenlediklerini ifade etti. Karakaş, sözlerini şöyle tamamladı:
“Biz de kadınız, hepimiz bu hayatın içindeyiz. Belki ekonomik olarak ayaklarımızın üzerinde durabildiğimiz için şanslıyız ama birilerine el olmak, umut olabilmek çok güzel bir duygu, manevi hazzının tarifi yok. Burada olmaktan çok mutluyuz ve dokunduğumuz her hayatın bize dönüşündeki o teşekkürleri bizim için besin kaynağı gibi. 10’uncu yılımız oldu. 10 yıldır ulaştığımız her kadının karşımızda güçlendiğini görebilmek bizi mutlu ediyor. “