Eski milli basketbolcu 74 yaşındaki Özcan Yaykın, yıllar önce bir deneme uçuşunda kaza sonucu hayatını kaybeden babası planör pilot Avni Yaykın’ı Babalar Günü’nde, anılarını yazdığı kitapla andı.
Usta şair Can Yücel’in “Ben hayatta en çok babamı sevdim” mısraları ile babasına seslenen milli basketbolcu Yaykın, “Uçman Avni Yaykın” ismindeki kitapta sivil havacılıkta Türk Hava Kurumunun tarihine, babasıyla ilgili anılara ve fotoğraflara yer verdi ve “Gittikten sonra değil yaşarken değer verilmeli. Ben babamı kaybettim ama beni hala kolluyor.” sözleriyle babasına olan özlemini dile getirdi.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Ankara Seyranbağları Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’nde kalan 74 yaşındaki Yaykın, yaşamını AA muhabirine anlattı.
Henüz ortaokul ikinci sınıfa giderken başladığı basketbolun tüm yaşamına damga vurduğunu belirten Yaykın, tüm kazanç ve edinimlerinin spora bağlı geliştiğini söyledi.
Yaykın, 19 yıl profesyonel basketbol oynadığını ifade ederek, “Şekerspor’da başladım, sonra İstanbul Teknik Üniversitesi’nin şampiyon takımında oynadım. Daha sonra Ankaragücü takımında yer aldım ve şampiyon olduk. Ardından ise DSİ Spor’da ve son olarak da Yenişehir Kulübü’nde oynadım ve 30’lu yaşlarda basketbolu bıraktım.” diye konuştu.
Profesyonel spor yaşamını bıraktıktan sonra basketbol spor okulu kurduğunu anlatan Yaykın, “Efes Ankara isimli bir basketbol kulübü kurdum. Tüm kategorilerde kız-erkek olmak üzere müsabakalara katıldık. 21 sene de bu işi yürüttüm.” dedi.
Spor aracılığıyla öğrencilerine yaşamı, paylaşmayı, birlikte hareket etmeyi, birlikte sevinmeyi, birlikte üzülebilmeyi öğretmeye çalıştığını dile getiren Yaykın, yaklaşık 5 bin çocuğa ışık olmaya uğraştığını ifade etti.
Yaykın, yoğun iş temposunun bir süre sonra ağır geldiğini ve mesleki çalışmalarına nokta koyduğunu, her şeyi bırakarak Çanakkale’ye yerleştiğini söyledi.
“Beni hayata doktorum, canım, her şeyim olan kızım bağladı”
Manevi kızı Sevinç Kasım’ı Ankara’da ziyaret ettiği sırada beyin kanaması geçirdiğini ve çok zor günler geçirdiğini anlatan Yaykın, tedavi sürecinde doktor olan Kasım’ın her an yanında olduğunu belirtti.
Yaykın, “Canım kızım diye hitap ettiğim doktorumun evinde beyin kanaması geçirdim, 10 dakika içinde hastaneye kaldırdılar. Beni hayata doktorum, canım, her şeyim olan kızım bağladı. O benim bir tanemdir. Bana, ‘Artık kesinlikle tek başına yaşamanı istemiyorum, Ankara’ya döneceksin ve benim gözetimimde olacaksın.’ dedi. Ondan sonra Seyranbağları Huzurevi’nde bu binada 2,5 senedir yaşamaya başladım.” dedi.
“Babam yaşamıyor ama beni hala kolluyor”
Yaykın, huzurevinde çok mutlu zaman geçirdiğini ve kendine zaman ayırdığını ifade etti.
Kovid-19 salgınından önce sık sık seyahate çıktığını, arkadaşlarını ziyaret ettiğini belirten Yaykın, salgın sürecinde de kitap yazmak için hazırlıklara başladığını söyledi.
Hayatındaki en önemli insanlardan birinin babası şehit planör pilot Avni Yaykın olduğunu vurgulayan Yaykın, onun için bir kitap yazdığını dile getirerek, “Sevgili babam, dünya şampiyonlukları olan bir planördü. Babam, Atatürk’ümün kurduğu Türk Hava Kurumu Türkkuşunda Planör Okul Müdürü olarak görev yapıyordu. 1958 yılında benim gözlerimin önünde şehit oluşunu izledim.” diyerek gözyaşlarını tutamadı.
“Allah, hiçbir çocuğa böyle bir şey yaşatmasın” diyen Yaykın, sözlerine şöyle devam etti:
“Babasız büyümek, hayata bir sıfır yenik başlamak, denir ya 17 Eylül’de babam planör ile birlikte yeni yapılan prototip planörle deneme uçuşu yapıyordu. Uçuşta kanatçık yerinden çıktı ve Etimesgut’ta öğrencisiyle beraber şehit oldu. Ben o zaman 11 yaşındaydım, orada olduğum için her şeyi gördüm. Büyük bir felaketti. Bunlar acı şeyler, benim belleğimde çok fazla yer etti.”
Yaykın, “Uçman Avni Yaykın ismindeki kitapta, sivil havacılıkta Türk Hava Kurumunun tarihine yer verdik. Ben de canım babamla olan yaklaşık 15 anımıza ve fotoğraflara yer verdim. Bu kitabı da paylaşacağız inşallah.” dedi.
Baba figürünün önemine işaret eden Yaykın, şunları kaydetti:
“Baba, özellikle erkek çocuğu için çok önemlidir, 11 yaşında tam ihtiyacım olan zamanlardı ama ben babamı kaybettim. Babam yaşamıyor ama ben onunla devamlı irtibat halindeyim. Çünkü, o beni hala kolluyor. Başımdan çok olaylar geçti, babamı hep yanımda hissettim. Babamı çok özlüyorum, bana her zaman yardımcı olduğu inancındayım. Bazı sıkıntılı anlarımda babam bana yardımcı oluyor, hissediyorum. Anne ve baba çok önemli yaşamda. Annelik çok ulvi ama özellikle erkek çocuk için de baba çok önemli. Babanın değeri, gittikten sonra değil yaşarken bilinmeli. Bir el öpülmesi, hal hatır sorulması hem babayı hem evladı mutlu eder.”
“Kitabın satışından elde edilecek gelir, ihtiyacı olan öğrenci veya hizmetlilere dağıtılacak”
Kitap yazmaya başladığı sürece de değinen Yaykın, “Mezun olduğum liseden yaklaşık 100 kişiyle birebir çevrim içi röportaj yaptım. Arkadaşım Mehmet Meram Pakel ile birlikte derlemeleri yaptık ve ‘Bahçelievler Deneme Lisesi’nin Kuruluş Anıları’ ile ‘Bahçelievler Deneme Lisesi’nin Kuruluş Anıları-Neler Yaşamışız Neler’ ve iki ayrı kitap çalışması yaptık ve yayımlandı. Siyasetten basketbola birçok alanda önemli isimler yer aldı. Kitabın satışından elde edilecek gelir, okullar tamamen açıldıktan sonra ihtiyacı olan öğrenci veya hizmetlilere dağıtılacak.” diye konuştu.
“Onunla birlikte olmaktan çok mutluyum”
Manevi kızı 45 yaşındaki anestezi uzmanı Dr. Sevinç Kasım da kızıyla birlikte Özcan Yaykın’ı kaldığı huzurevinde ziyaret etti.
Kasım, “Özcan abi, benim ağabeyim, babam, amcam… Aslında akrabayız, babamın kuzeni ama bizim bağımız çok farklı.” dedi.
Her an yan yana olduklarını, iyi kötü günde birbirlerine destek verdiklerini vurgulayan Kasım, “Onu tanımak ve onunla birlikte olmaktan çok mutluyum. Bugün de kızımla birlikte Babalar Günü’nü kutlamak için buraya geldik. Onu çok seviyorum ve Babalar Günü’nü kutluyorum, iyi ki var. Hep beraber daha nice güzel yıllarımız olsun inşallah.” diye konuştu.