Ormanları, yemyeşil vadilerin arasından dökülen akarsularıyla doğa harikası Karadeniz yaylaları, havaların ısınmasıyla yeniden doğaseverlerin öncelikli kaçış noktaları arasına girdi.
Aybastı ilçesinde menderesleri ile ünlü 1500 rakımlı Perşembe Yaylası da her mevsim farklı doğal güzellikleriyle dikkati çekiyor.
Çimlerle kaplı yaylada mendereslerin aralarında otlayan hayvanların oluşturduğu manzara hayranlık uyandırıyor. Mendereslerden akan suyun sesinin yanı sıra kuş sesleri de ziyaretçileri büyülüyor.
Gölün de bulunduğu yayla, ziyaretçilerine kano, golf, beyzbol, trekking ve yamaç paraşütü gibi farklı aktiviteler yapma imkanı da sunuyor.
Kontrollü normalleşme ile yaylada, Türkiye’nin yanı sıra yurt dışından da gelen konuklar dolayısıyla hareketlilik yaşanıyor.
Düzce’den motosikletle Türkiye turu için yola çıkan Levent Ünal ve Halit Seçkin de yaylayı ziyaret edenler arasında bulunuyor. Eşsiz manzarada fotoğraf çekilen iki arkadaş, doğanın tadını çıkarıyor.
Düzce’nin Akçakoca ilçesinden yola çıkan Levent Ünal, AA muhabirine, önce Sinop’a, ardından Ordu’ya geldiklerini söyledi.
Arkadaşı ile Türkiye turu yapmayı planladıklarını belirten Ünal, “Emekli olduktan sonra işi gücü bıraktım. Çünkü hayat gezmekle güzel. Bu şekilde geziyoruz. Perşembe Yaylası da muhteşem bir yer, umarım bozulmaz. Temiz, insanları da cana yakın. Etrafı kirletmeyecekseniz buraya da bekleriz.” dedi.
Tavsiye üzerine motosikletle Perşembe Yaylası’na geldiklerini anlatan 60 yaşındaki Halit Seçkin ise şunları dile getirdi:
“İyi ki de gelmişiz. Çok güzel bir yer, hoşumuza gitti. Bir akşam daha kalmaya karar verdik, bugün de etrafı geziyoruz. Doğa harikası bir yer, inşallah bozulmaz. Aslında insanlar aldığı gibi bıraksa hiçbir sorun olmaz.”
“Burada sağlığım yerine geliyor”
Ziyaretçilerden Selim Maral da 5 sene önce bu bölgede koyun otlattığını ancak sonrasında bu işi bıraktığını söyledi.
Ünye ilçesinde yaşadığını ifade eden Maral, stres atmak için yaylaya geldiğini, güzel havanın keyfini burada çıkarttığını aktardı.
Hayrullah Karayel de İstanbul’dan ailesiyle birlikte memleketine geldiğini belirterek, doğayı korumanın önemine dikkat çekti.
Yaylaya gelince sadece huzur değil sağlık da bulduğuna işaret eden Karayel, “Burada sağlığım yerine geliyor. Hava, ortam, doğa süper yani her şey süper. Ne diyeyim, yaşamak lazım.” diye konuştu.
“Bu güzel ülkeyi tanıtmak, gezmek gerekiyor”
Giresunlu Sevgi Kara da 48 senedir Almanya’da yaşadığını, tatil için Ordu’ya geldiğini söyledi.
Her yıl ailesi ile Türkiye’ye gelmeye çalıştıklarını anlatan Kara, geçen sene salgın dolayısıyla gelemediklerini ve bu nedenle de çok bunaldıklarını söyledi.
Kara, Almanya’da da salgın koşulları nedeniyle iş yerleri dışında bir yere gidemediklerini belirterek, şunları kaydetti:
“Ancak işe, oradan da eve. Şimdi tabii ki burada tertemiz havada olmak beni çok mutlu etti. İnsanımızın artık biraz daha rahat şekilde gezmesi bizi sevindirdi. Aynı şekilde bizim için de çok güzel oldu. Bu güzel ülkeyi tanıtmak, gezmek gerekiyor yani biz gezdikçe, gördükçe tanıtabiliriz.”
Yakınlarıyla yaylaya piknik yapmaya gelen 70 yaşındaki Meryem Çakır ise İstanbul’da yaşadığını, salgın sürecini memleketi Giresun’da geçirdiğini söyledi.
Salgın nedeniyle zor bir süreç yaşandığına işaret eden Çakır, “Allah bu hastalığı başımızdan yok etsin hayırlısıyla. Şimdi buraya, yaylaya geldik. Yaylalar ne güzel. Piknik için yiyecekler hazırladık, yoğurt yaptım, mısır ekmeği pişirdim.” dedi.