İSTANBUL – ANDAÇ HONGUR
Yaklaşık 5 yıl önce koruyucu aile statüsü kazanan işçi emeklisi Yavuz Dağıtmaç ve eşi Necmiye Dağıtmaç için 7 yaşına gelen kızları, yaşama amacı oldu.
Yavuz Dağıtmaç, koruyucu aile olma sürecini AA muhabirine anlattı.
Koruyucu aile olmayı düşünmediğini ancak eşinin evlat edinmek istediğini dile getiren Yavuz Dağıtmaç, şunları söyledi:
“Babam 2 aylık hastane sürecinin ardından rahmetli oldu. Bir gün eve geldim. Ev bomboş, ne ses var ne bir şey, dört duvar. Eşime ‘Şu kurumu arayalım.’ dedim. Eşim zaten 6 ay kadar önce kuruma müracaatını yapmıştı ama biz evlatlık edinmek için başvurduk. Kurumdan bizi çağırdılar, ‘Sizin yaşınız 48, ancak 9-10 yaşında bir çocuğu evlat edinebilirsiniz.’ dediler ve bize koruyucu aile statüsünü önerdiler. Biz ne olduğunu sorduk, kurallarını bilmiyorduk. Bize 3 dosya verdiler. ‘İncelemeye gerek yok.’ dedik, birinci dosyayı alarak ‘Kabul ediyoruz.’ dedik. Yurda gittik, kızımızı gördük. Kızım o zaman 2,5 yaşındaydı. Eşim 1 haftalık alışma sürecinde kuruma gitti, geldi. Sonra kızımızı aldık, evimize getirdik.”
Dağıtmaç, 3-4 ay gece uyanması yaşayan kızının zamanla eve ve kendilerine alıştığını dile getirerek, “İlk 1-2 ay çocuk parkına gittiğimizde salıncağa binmeye, kaydıraktan kaymaya ve kalabalık ortama girmeye korkuyordu. Biraz çekingenliği vardı ama yavaş yavaş attı.” dedi.
Kendisinin ve eşinin bu süreçte hiç zorluk yaşamadıklarını vurgulayan Dağıtmaç, şöyle devam etti:
“Sonra kızım eve çok bağlandı, evi o kadar çok benimsedi ki bir yere gittiğimizde bir süre sonra canı sıkılır eve gitmek ister. Başlarda olan gece uyanmaları bitti, şimdi uyurken gülme sesleri geliyor, rüyasında bile gülüyor çocuk. Kızım eve ilk geldiğinde 2,5 yaşındaydı ve çatal kaşık kullanmayı biliyordu, yemeğini 4 dakikada yer bitirirdi. Şimdi ise sabah kahvaltısını 45 dakikada yapıyor. Bir insanın kendini bir yere ait hissetmesi, çocuk için de insan için de başını sokabileceği bir evi olması çok önemli.”
Aile apartmanında oturduklarını ve kızlarının aile ortamında sevgiyle büyüdüğünü belirten Dağıtmaç, koruyucu aile olmalarının çevrelerinde çok olumlu karşılandığını vurguladı.
“Kızım kararını kendisi verecek”
Dağıtmaç, aile olmak için kan bağı gerekmediğinin altını çizerek, “Evin içinde çocuk sesi, gülüşleri, koşturması olduğunda aile olduğumuzu hissettim. Velayetin bende olması önemli değil. Biz günümüzü yaşıyoruz. Kızıma, bana yaratanın emaneti diyorum. Emanet olduğu için daha fazla dikkat ediyor, üstüne titriyoruz. Ataerkil olduğumuz için her şeyin sahibi olmak istiyoruz. Oysa şimdi aynı duyguları paylaşıyoruz, aynı ortamda yaşıyoruz. Zaten evlenince soyadı değişecek, ben soyumun devamı peşinde değilim. Kızım kararını kendisi verecek.” dedi.
Koruyucu aile statüsünde, çocukların biyolojik anne babaları ve kardeşleriyle görüştürülmeleri gerektiğine değinen Dağıtmaç, görüşme sonrası çocukların sorun yaşayabildiğini dile getirdi.
Yavuz Dağıtmaç, şunları aktardı:
“Tabii ki görüşecek ama biz bunun travmalarını çok yaşadık. Çocuk da haklı, biri gelip sarılıyor, ‘Ben senin annenim, babanım.’ diyor. Çocuk evinin neresi olduğunu anlamaya çalışıyor. Geçen sene 12 seans destek aldık, kızım terapiye gitti. Biyolojik ailesiyle son görüşmemizi 2 hafta önce yaptık, hemen hemen en iyi görüşmesi buydu. Biz çocuğa anlatmaya başladık, ‘Senin bir biyolojik annen, baban ve kardeşlerin var, ama biz senin anne babanız, biz aileyiz, senin evin burası.’ dedik. 7 yaşındaki bir çocuğa ne kadar anlatılabiliyorsa öyle konuşuyoruz. Şöyle de bir anımız var. Bir görüşme sonrası eve geldiğimizde kızım çok sinirliydi, bize ‘Ben sizi istemiyorum, öbür babamı annemi istiyorum, çekin gidin.’ dedi. Ben ve eşim üzüldük. Kızım 5 dakika sonra gelip ‘Ben sizi çok seviyorum, beni ne olur bırakmayın.’ dedi.”
“Bir fidan gelse sizin evinizde büyüse, yeşerse”
Yavuz Dağıtmaç, koruyucu aile statüsünü bilmeden bu sisteme girdiğini ifade ederek, “İyi ki böyle bir sistem Türkiye’ye gelmiş. Biz evlat edinme müracaatı yapsaydık, belki 55 yaşına kadar bu sevgiyi tadamayacaktık. Kızım geldiğinden beri evimize neşe, ses geldi. Kızım benim için yaşama amacı oldu. Çok mutluyum ve çocuğumdan dolayı genç hissediyorum kendimi.” diye konuştu.
Dağıtmaç, çocuğu olmayan veya çocukları belli bir yaşa gelen, maddi durumu yerinde olan yakınlarına koruyucu aileliği, “Bir fidan gelse sizin evinizde büyüse, yeşerse” diyerek önerdiğini söyledi.