Zincir Kıran Kadınlar İnisiyatifi Koordinatörü Hande Karaca, iki yıl önce sorunlu bir boşanma sürecinin ardından farklı bir uğraş alanı ararken çareyi bisiklete binmekte buldu ve bir bisiklet kulübüne üye oldu.
Kulübün düzenlediği bisiklet turunda kendisine eşlik eden kız arkadaşı ile yolculuk sırasında bisikletlerinin zinciri kırıldı. Turdaki erkeklerden birinin, “Bak siz bu işi beceremeyeceksiniz evinize dönün, zincirinizi de tamir edemesiniz.” demesini kendine yediremeyen Karaca, İstanbul’a döndüğünde sosyal medya üzerinden “Zincir Kıran Kadınlar İnisiyatifi”ni kurdu.
Kadın dayanışması amacıyla kurulmuş bir bisiklet topluluğu olduklarını ve bir şeyleri değiştirmek isteyen kadınların bir araya geldiğini vurgulayan Karaca, “Dünya Bisiklet Günü”nde AA muhabirine topluluğun oluşum öyküsünü anlattı.
Zor bir boşanma sürecinin ardından depresyona girdiğini ve evden çıkmak için bir derneğe katılarak bisiklet sürmeye başladığını belirten Karaca, şöyle devam etti:
“Onların da iki kişilik bisikletleriyle bir arkadaşla tura çıktık. Ama ikimizde çok acemiydik. Yolda zincirimiz kırıldı. Turdaki bir adamın, bu işi beceremeyeceğimizi söylemesi bizde hırs yaptı. Yanımdaki kız arkadaşlarımla zincirimizi tamir ederek, yola devam ettik ve turu bitirdik. O turdan sonra biz artık eski biz değildik. İstanbul’a döndüğümüzde, kadınlardan meydana gelen bir grup oluşturduk ve adını yolda zincir kırdığımız için ‘Zincir Kıran Kadınlar’ koyduk.”
“Her kadının evden çıkmak için bir nedene ihtiyacı olduğunu gördük”
Dışarı çıkıp hareket etmenin insan sağlığı ve psikolojisi açısından ne kadar olumlu olduğunu göstermek için kadınlara bir sosyal medya hesabı üzerinden ulaşmaya başladıklarını belirten Karaca, “Mesela parası olmadığı için tatile gidemeyen kadınlar, bizimle şehirlerarası bisiklet turlarına katıldı. İleri yaşlardaki kadınlar bile bisiklet kullanmak istediklerini söyledi ki bu bizi de şaşırttı. Hatta mülteci bir grup kadın geldi bisiklet kullanmak istediklerini söyledi. Aramızdaki dil engeline rağmen onlara da bisiklet kullanmayı öğrettik. Derken grubumuz giderek büyüdü ve farklı renkleri bünyesinde barındırmaya başladı.” diye konuştu.
Yeni gelen üyelere bisiklet kullanmayı öğretecek kişilerin eğitimi için bir sertifikasyon programı başlattıklarını anlatan Karaca, şunları kaydetti:
“Bu sayede 20 eğitimcimiz oldu. Onlar da pandemi sürecinde 100 kişiye eğitim verdi. Bir de katılımcılarımıza bisiklet vermek için bir bağış kampanyası başlattık. Bisikletle İstanbul’dan İzmir’e gittim, 460 kilometre bisiklet sürdüm ve yol boyunca bisiklet firmalarına ve insanlara çağrı yaptım. Bağışlar sayesinde 40 bisikletimiz oldu. 20’si bize katılan kadınların eğitimi için kullanıldı. 20’sini ise 23 Nisan’da kimsesiz çocuklara bağışladık ve onlara bisiklet kullanmayı öğrettik. Biz Zincirkıran Kadınlar olarak onlara abla olduk, hala ilişkilerimiz devam ediyor.”
Yıl sonuna kadar 360 kadına daha bisiklet eğitimi verilecek
Hedeflerinin yıl sonuna kadar 360 kadına daha bisiklet eğitimi vermek olduğuna işaret eden Karaca, bunun için desteğe ihtiyaç duyduklarını kaydetti.
Diyarbakır’dan bir kadının arayıp, “Niye burada Zincirkıran Kadın dayanışması yok?’ diye sitem ettiğini anlatan Karaca, şöyle konuştu:
“Demek ki her ilde bu şekilde bir kadın dayanışmasına ihtiyaç varmış. Kadınlara bisiklet eğitiminin dışında ailelerine maddi katkıda bulunmaları için de eğitimler verdik. Bu mutlu birlikteliğimiz pandemi ile gölgelenip, herkes eve kapanınca farklı seçenekler bulmaya çalıştık. Örneğin kadınların evlerinde ürettikleri poğaça gibi ürünleri bisikletleriyle dağıtmalarını sağladık. ‘Leylek Anneler’ projesi ile okullar açıldığında annelerin çocuklarını bisikletle ana okullarına götürmelerini amaçlıyoruz. ‘Nostaljik Pedal Projesi’ ile Kadıköy’e gelen turistleri bisikletle gezdirip, rehberlik yapacağız. Bu şekilde iş modelleri oluşturuyoruz. Benim artık bir derdim var, bu da kadınların bisikletle kendilerine artılar katmaları, birbirlerine destek olmaları. Bisikletin kadın dayanışması açısından çok faydalı olduğunu düşünüyorum. Bisiklet sayesinde güçlü kadınlara dönüşüyorlar. Kadınlar arasında olmak bizleri çok daha güçlü hissettiriyor. Terminolojimiz bile değişti artık, ‘Yapacaksan kadın gibi yap’ diyoruz. Bisiklete bindiğimden bu yana psikolojimin de daha düzeldiğini hissediyorum.”
Karaca, olabildiğince çok kişinin bu projeye destek vermesini istediğinin altını çizerek, “Çünkü kadınlar hep dayanışma içinde daha güçlü olmuşlardır. ‘zincirkirankadinlar.org’ üzerinden kadınlar bize ulaşabilirler. Üniversite öğrencileriyle “Bisikletli Kız Ligi” kurmak istiyoruz. Bisikletin eğitim sisteminin bir parçası olmasını amaçlıyoruz.” dedi.
“Bisiklete binmek çocukluğumdan bu yana hayalimdi”
Gruba katılarak 60 yaşından sonra bisiklet kullanmayı öğrenmeye başladığını anlatan Necla Bezircioğlu da “Bisiklete binmek çocukluğumdan bu yana istediğim bir şeydi. Bir gün sahilde bisiklet eğitimi alan kadınları gördüm, böylece Zincir Kıran Kadınlarla tanıştım. ‘Ben de katılıp bisiklet eğitimi alabilir miyim?’ diye sordum ve kabul ettiler. Bisiklete binmek beni özgürleştiriyor öz güvenimi artırıyor.” diye konuştu.
Necla Yıldız ise 50 yaşında olduğunu ve emekli olduktan sonra yeni bir uğraş ararken bisiklet eğitimi almaya karar verdiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Bisiklet binmeyi öğrenmek 50 yaş hediyem oldu kendime. Zincir Kıran Kadın İnisiyatifini sosyal medya üzerinden tanıdım. İyi ki de tanımışım. Bir aydır faaliyetlerine katılıyorum. Bir eğitmen eşliğinde bir saat bisiklet kullanma dersi alıyorum. Bisiklet kullanmak özgürlük. İster köyde ister şehirde bütün kadınların bisiklet kullanmayı öğrenmesini tavsiye ediyorum. Sen, bisikletin ve doğa, bundan daha güzel bir özgürlük olabilir mi? Hem çok maliyetli bir hobi de değil, ücretsiz eğitim alıyorsunuz. ‘Bu yaştan sonra olur mu düşer miyim bir yerimi kırar mıyım?’ diye endişelenmeyin. Eğitmenlerimiz çok iyi.”
“Bisiklet çok özgürleştirici bir şey, kendimi bağımsız hissediyorum”
İnisiyatif bünyesinde sertifika eğitimi alarak gruba yeni katılan kadınlara bisiklet kullanma eğitimi veren 26 yaşındaki Burcu Sağıroğlu da çocukluğundan bu yana bisiklete bindiğini dile getirerek, şöyle konuştu:
“Pandemi öncesinde 3 yıl kadar okula ve işe giderken hep bisiklet kullandım. Pandemide eve kapanınca bu inisiyatif sayesinde daha çok bisikletle iç içe olma imkanı buldum. Sosyal medyada gördüm topluluğu ve hemen mesaj atıp, kadınlara bisiklet eğitimi vermek istediğimi söyledim, kabul ettiler. Biz kadınlar toplumun yarısıyız ama gerek trafikte araç kullanan gerekse bisiklet kullanan kadınların sayısı çok az. Bunun artması için çorbada tuzum olsun istedim ve guruba katıldım. Bisiklet çok özgürleştirici bir şey, kendimi bağımsız hissediyorum. Buraya katılan kadınların da bu duyguyu yaşamasına vesile olmak çok güzel. İlk başta korkarak, çekinerek geliyorlar ama birkaç saat içinde bu korkularını yenip, bisikletlerine binerek evlerine gittiklerini görmek bizleri de çok mutlu ediyor.”