ANTALYA – Ayşe Yıldız/Abdullah Çatlı
Ramazan dolayısıyla yaylaya erken çıkan Yörüklerin iftar sofralarını, odun ateşinde pişirdikleri un aşı, keşkek, kömbe, bükme, kurutulmuş et, bulgur pilavı, dondurulmuş kavurma ve hoşaf süslüyor.
Selçuklular döneminde Türkmen, Osmanlı döneminde ise Yörük olarak bilinen Toros Dağları’ndaki konar göçerlerin, zorlu yayla yolculuğu ramazan dolayısıyla erken başladı.
Ramazanı yaylalarda kurdukları kıl çadırlarında karşılayan Yörükler, dağlık ve engebeli arazideki zorlu yaşama rağmen ramazan ayına ayrı önem veriyor.
Sac üzerinde yufka ekmek yapan Yörükler, iftar sofralarını özenle hazırlıyor.
Koyun ve keçi etlerini, arazi şartlarında buzdolabı olmadığı için kurutan Yörük kadınları, ayrıca top şeklinde kavurma yaparak donduruyor.
Tuluk dedikleri keçi derisinden yaptıkları yayıkta ayran döverek yağ çıkaran Yörük kızları, iftar sofralarına içecek olarak ayran hazırlıyor.
“Yemekler, kara tencerelerde pişirilir”
Yine odun ateşinde kara tencerelerde pişirilen bulgur pilavı, dibekte dövülen buğdaydan yapılan keşkek, tereyağı, un ve tuzdan yapılan un aşı, kuru meyvelerden hazırlanan hoşaf, kurutulmuş etten yapılan yemekler, içerisine peynir ve yeşillikler konularak sacda pişirilen bükme (gözleme), koyun yoğurdu ve deriye basılan keçi peyniri, iftar sofralarını süslüyor.
Tatlı olarak pekmezli tahin tüketen Yörükler, çaylarını ise güğümde kaynattıkları suda demliyor.
Antalya’nın Akseki ilçesine bağlı Kızılağaç mevkisindeki yaylada çadırlarda yaşamını sürdüren Yörük kadınlarından Havva Kara, AA muhabirine yaptığı açıklamada, her zaman çaylarını, ekmeklerini ve yemeklerini odun ateşinde pişirdiklerini belirtti.
“Kara tencerelerde pişen yemeğin lezzetinin farklı olduğunu” vurgulayan Kara, “Yörüğün sofrasında her şey olur. Neyimiz varsa iftar sofrası için hazırlarız. Bulgur pilavı, kuru fasulye, dövme, tarhana ne varsa pişiririz.” dedi.
Serin havayı çok sevdiklerini ifade eden Kara, her yayla döneminde üç kez yer değiştirdiklerini, hayatının çadırlarda geçtiğini dile getirdi.
“Süt ve süt ürünü olmazsa olmaz”
Havva Kara’nın gelini Cemile Kara da sofrada süt ve süt ürünlerinin olmazsa olmazlar arasında yer aldığını anlattı. Cemile Kara, “Dünyaya geldiğimden beri hayvancılıkla uğraşıyorum. Her gün hayvanlarımızı sağar, sütten peynir, yoğurt, lor yaparız. Bunlar çok keyifli uğraşlar. İftar sofralarımızı özenle hazırlarken sütü, yoğurdu, peyniri eksik etmeyiz. Yufka ekmek de mutlaka olur.” dedi.
İftarlık için odun ateşinde gözleme hazırlayan Zehra Pantır, ramazanda oruçlarını çoğu zaman içerisine peynir koyarak hazırladıkları gözlemelerle açtıklarını söyledi.
Maya koymadan su ve tuzla hamuru yoğurduğunu anlatan Pantır, “Yarım saat hamur dinlendikten sonra yufkayı açıyorum, içerisine lor, beyaz ve kaşar peyniri koyuyorum. Odun ateşinde yapıyoruz, lezzetli bir yiyecek. Yörüklerin ramazan sofralarının vazgeçilmezidir. Orucumuzu bununla açıyoruz.” diye konuştu.
“Her Yörüğün çadırında Türk bayrağı olur”
AÜ Yörük Kültürü Uygulama ve Araştırma Merkezi (YÖRKAM) Müdürü Yrd. Doç. Dr. Fatih Uslu, Yörüklerin hala Toroslar’da konar göçer hayatını devam ettirdiğini ve kültür taşıyıcıları olduğunu ifade etti.
Yörüklerin çadırlarında her zaman al bayraklar dalgalandığını söyleyen Uslu, “Çok vatanperver insanlardır. Selçuklular döneminde uç beyleri olarak özellikle Toroslara yerleştirilen Yörükler, Osmanlı döneminde evladı fatihan olarak Rumeli’ye uç beylikleri, akıncılar olarak yerleştirilmişlerdir.” dedi.
Yörüklerin ramazan ayına ayrı bir önem verdiğini belirten Uslu, şunları kaydetti:
“Yörükler, mübarek aylara ayrı bir ehemmiyet verirler. İftar menülerini Orta Asya’dan günümüze kadar taşımışlardır. Yüzlerce yıllık bir tarihten bahsediyoruz. Arazide, buzdolabı olmadığından koruyabilmek için etler kurutulur. Yörüklerin iftar sofralarında, keşkek, bulgur pilavı, un aşı, büküş, kurutulmuş etten yapılan yemekler, dondurulmuş kavurma, bazlama olarak da bilinen kömbe, koyun yoğurdu, keçi peyniri, meyvelerden yapılan hoşaf olmazsa olmazlar arasında yer alır.”
Uslu, susuzluğu önlemek için meyvelerden hoşaf, yöresel üretilen pekmezden tahinli yapıldığını anlatarak, Yörüklerin sofrasını asırlardır aynı lezzetlerin süslediğini sözlerine ekledi.