Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nda, konuşmasına, “Filistin’den Suriye’ye, Kafkasya’dan Balkanlar’a, Afrika’dan Türkistan’a kadar gönül ve kültür coğrafyamızın dört bir yanında, hayata tutunma mücadelesi veren tüm kardeşlerimi de buradan Kemal-i hürmetle selamlıyorum.” diyerek başladı.
AK Parti TBMM grup toplantısının hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan’ın gündeminde, Bolu Kartalkaya’daki yangın faciası vardı.
Sorumluların hesap vereceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, akabinde ise ana muhalefetin günlerdir süren sataşmalarına değindi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ayrıca, hem Beşiktaş’taki gece kulübü yangınında işçilerin hayatını kaybetmesi hem de İzmir’de iki kişinin elektrik akımına kapılarak ölmesini de CHP’ye hatırlatarak şöyle devam etti:
“HADİ YÜZÜNÜZ YOK, VİCDANINIZ DA MI YOK”
Aç gözlü müptezellerin vatandaşımızın canını hiçe saymasına kesinlikle tahammülümüz yoktur. Kimse benim vatandaşlarımın hayatı üzerinde kumar oynayamaz. Kimse ağzı süt kokan sabileri, masum çocukları ihtiraslarına ve hırslarına kurban edemez. Kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız.
Buradan 8 gündür sorumsuz beyanatlarıyla, laf kalabalıklarıyla ailelerimizin yaralarını deşen muhalefet aktörelerine şunu söylüyorum; hadi yüzünüz yok anlıyorum peki vicdanınız da mı yok, hiç mi aynaya bakmıyorsunuz, ortaya saçılan fecaate rağmen hiç mi utanmıyorsunuz.
Ne zaman kendinizi bir kez olsun sorgulayacaksınız? Bu milletin derdine, acısına, kederine ne zaman ortak olacaksınız? Her meselede milleti kutuplaştırmaktan, her konuyu siyasallaştırmaktan ne zaman vazgeçeceksiniz? Halkımıza artık gına getiren istismar siyasetinden ne zaman vazgeçeceksiniz?
Eş dost akraba çiftliğinize çevirdiğiniz belediyelerdeki liyakatsizliklerinizle ne zaman cesaretle yüzleşeceksiniz. Kadrolarınız aranızda veba gibi yayılan ahbap-çavuş düzeniyle ne zaman hesaplaşacaksınız?
“UTANMADAN AHLAKTAN BAHSEDİYORSUNUZ”
Milletimizin acısına saygımızın bir gereği olarak 21 Ocak’tan beri tam 8 gündür sizin sataşmalarınızı duymazdan geldik.
Sabırla, soğukkanlılıkla, sağduyuyla davranmakta ısrarcı olduk. Bugün de aynı yerdeyiz. Aynı vicdan çizgisindeyiz. Bugün de omuzlarımızda taşıdığımız ağır vebalin bilinciyle hareket ediyoruz.
Bugün de empatiden, dergamlıktan ve insaftan yoksun kısır tartışmalara bulaşmak, millete ve memlekete hiçbir faydası olmayan bu anaforun içine sürüklenmek asla istemiyoruz. Ama burada acılı ailelerimizin derin hoşgörüsüne sığınarak bazı gerçekleri hatırlatmayı da görev biliyorum.
Ey muhalefet…
8 gündür ekranlarda, gazete köşelerinde, sosyal medya mecralarında ona buna siyasi ahlak dersi vermeye kalkıyorsunuz.
Daha 1 sene önce Beşiktaş Gayrettepe’de 29 işçimiz can verdi. Zerre kadar umursamadınız.
İzmir’in göbeğinde 2 gencimiz ihmalkarlığınızdan dolayı elektrik akımına kapılarak hem de çok feci bir şekilde hayatını kaybetti, görmezden geldiniz.
İstanbul’da bir parkta belediyenin açıp kapatmadığı su dolu çukura düşen, 5 yaşındaki bir yavrumuz göz göre göre gitti. Yüzsüzce ailesini suçladınız.
Antalya’daki teleferik ayıbının sorumlularını bırakın eleştirmeyi, demokrasi kahramanı ilan etmediğiniz kaldı.
Sizin iş bilmezliğinizden ötürü her gün büyükşehirlerin göbeğinde otobüsler yanıyor. Çıkıp bir nedamet cümlesi kurmayı, kibrinize yediremiyorsunuz.
Daha burada saymaya kalksak saatler alacak bir sürü skandalın mücrimi olduğunuz halde bir de utanmadan ahlaktan, etikten, liyakatten, sorumluluk almaktan bahsediyorsunuz. Kusura bakmayın ama biz bu fırsatçılığa, bu yüzsüzlüğe pabuç bırakmayız. Milletimizin acılarının üzerinde arsızca tepinilmesine eyvallah demeyiz.
Sorumluların hepsinin adalete hesap vermesi için gereken neyse yaparken, hadsizlikler karşısında da boyun eğmeyiz. Altını çizerek tekrar ifade ediyorum; henüz acılar tazeyken bunları konuşmaktan son derece rahatsızız. Böyle büyük bir trajediden sonra bunları konuşmak mecburiyetinde bırakıldığımız için gerçekten üzüntülüyüz.